20
EXE RANK
`korkunc` `FENA`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 6 Kas 2010
- Mesajlar
- 28,252
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Rafiziler ile biz de sünniyiz diyen bazı mezhepsizler, ibni Sebe diye bir kimse yok diyerek güneşi balçıkla sıvamaya kalkıyorlar. Buna yüzlerce kitaptan örnekler vermek mümkündür. El Şia ve El Sünne kitabının yazarı İhsan İlahi Zahir diyor ki:
İslam güneşi doğup her yere yayılınca, kâfirlerin ve müşriklerin kalbleri yanıp tutuştu. Kur’an-ı kerimde lanetlenen Yahudiler, İran Mecusileri, Hindular ile İslam’a hile ve tuzak hazırlamaya başladılar. Fitne çıkardılarsa da, kan dökülmesine sebep oldularsa da, Allah’ın nurunu söndüremediler ve hakiki İslam yani Ehl-i sünnet, çığ gibi her tarafa yayıldı. Bu dini söndüremezler de, çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeye yelteniyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacaktır.) [Saf 8]
İslamiyet’e ilk fitneyi de Yahudiler soktu. Müslüman gözüken, kâfirliğini gizleyenlerin başında Yahudi Abdullah bin Sebe geliyordu.
Yahudiler, Hazret-i Osman’ın hilafeti zamanında Medine’ye gelip tuzak kurmaya çalıştılar. Hazret-i Ali’yi de kendilerine kalkan ettiler. Onun taraftarı, dostu gibi göründüler. Müslümanların, Resulullahın halifesi, damadı ve zengin olması hasebiyle malıyla İslam’a ve Müslümanlara yardımları olan Hazret-i Osman’a karşı çeşitli yalan ve iftiralar uydurarak ayaklanmalarını teşviklediler. İslam inancına ters fikirler yaymaya başladılar. Kendilerine (Ali şiası) yani Ali taraftarları adını verdiler. Hazret-i Ali ise onların hainliklerini biliyordu ve onlara çeşitli cezalar verdi. Ondan sonra da Oğulları bu Sebeiyye fırkasını hep lanetlediler. Zamanla Yahudiler, Mecusileri ve Hinduları da yanlarına alarak, Yahudi, Mecusi ve Hindu inançlarını İslam inancı olarak yaydılar.
Bunun böyle olduğunu dördüncü asır Şia tarihcilerinden, Şia kaynaklarına göre muteber kişiliğiyle bilinen el-Keşi de itiraf etti:
El-Keşi, Rical isimli kitabında bazı ehli ilimin şöyle söylediklerini naklediyor: Abdullah bin Sebe Yahudi idi ve müslüman oldu, Hazret-i Ali’ye tâbi oldu, (Yahudi iken de taşkınlıkta bulunurdu ve Yuşa bin Nun Musa aleyhisselamın vasisiydi diyordu.) Resulullahın vefatından sonra da Hazret-i Ali hakkında aynısını söyledi. İlk önce açıkça Hazret-i Ali’nin imamlığının farz olduğunu söyledi ve kendilerine karşı gelenleri kâfirlikle itham etti. Bunun için Şiaya muhalif olanlar diyor ki: (Rafizilik temel inançları Yahudilikten alınmıştır.) (Rical el-Keşi – s.101 Müessetül eâlimi bikerbelae el ırak)
Şiilerin cerh ve tadil imamı el-Memakani de tenkihil makal kitabında el-Keşi’den naklederek aynı sözleri kitabına almıştır. (Memakani, Tenkihil makal, s.184, cild 2 Tahran)
İslam güneşi doğup her yere yayılınca, kâfirlerin ve müşriklerin kalbleri yanıp tutuştu. Kur’an-ı kerimde lanetlenen Yahudiler, İran Mecusileri, Hindular ile İslam’a hile ve tuzak hazırlamaya başladılar. Fitne çıkardılarsa da, kan dökülmesine sebep oldularsa da, Allah’ın nurunu söndüremediler ve hakiki İslam yani Ehl-i sünnet, çığ gibi her tarafa yayıldı. Bu dini söndüremezler de, çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Onlar, ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeye yelteniyorlar. Halbuki kâfirler istemeseler de, Allah nurunu tamamlayacaktır.) [Saf 8]
İslamiyet’e ilk fitneyi de Yahudiler soktu. Müslüman gözüken, kâfirliğini gizleyenlerin başında Yahudi Abdullah bin Sebe geliyordu.
Yahudiler, Hazret-i Osman’ın hilafeti zamanında Medine’ye gelip tuzak kurmaya çalıştılar. Hazret-i Ali’yi de kendilerine kalkan ettiler. Onun taraftarı, dostu gibi göründüler. Müslümanların, Resulullahın halifesi, damadı ve zengin olması hasebiyle malıyla İslam’a ve Müslümanlara yardımları olan Hazret-i Osman’a karşı çeşitli yalan ve iftiralar uydurarak ayaklanmalarını teşviklediler. İslam inancına ters fikirler yaymaya başladılar. Kendilerine (Ali şiası) yani Ali taraftarları adını verdiler. Hazret-i Ali ise onların hainliklerini biliyordu ve onlara çeşitli cezalar verdi. Ondan sonra da Oğulları bu Sebeiyye fırkasını hep lanetlediler. Zamanla Yahudiler, Mecusileri ve Hinduları da yanlarına alarak, Yahudi, Mecusi ve Hindu inançlarını İslam inancı olarak yaydılar.
Bunun böyle olduğunu dördüncü asır Şia tarihcilerinden, Şia kaynaklarına göre muteber kişiliğiyle bilinen el-Keşi de itiraf etti:
El-Keşi, Rical isimli kitabında bazı ehli ilimin şöyle söylediklerini naklediyor: Abdullah bin Sebe Yahudi idi ve müslüman oldu, Hazret-i Ali’ye tâbi oldu, (Yahudi iken de taşkınlıkta bulunurdu ve Yuşa bin Nun Musa aleyhisselamın vasisiydi diyordu.) Resulullahın vefatından sonra da Hazret-i Ali hakkında aynısını söyledi. İlk önce açıkça Hazret-i Ali’nin imamlığının farz olduğunu söyledi ve kendilerine karşı gelenleri kâfirlikle itham etti. Bunun için Şiaya muhalif olanlar diyor ki: (Rafizilik temel inançları Yahudilikten alınmıştır.) (Rical el-Keşi – s.101 Müessetül eâlimi bikerbelae el ırak)
Şiilerin cerh ve tadil imamı el-Memakani de tenkihil makal kitabında el-Keşi’den naklederek aynı sözleri kitabına almıştır. (Memakani, Tenkihil makal, s.184, cild 2 Tahran)