Kahraman Mı Hain Mi?

4
EXE RANK

~ k u k L a `

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
8 Şub 2012
Mesajlar
4,449
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
~ k u k L a `
jose-mourinho.jpg


Jose Mourinho, futbol dünyasının aykırı isimlerinden biri. Çalıştırdığı takımlardaki başarılaryla gözde oldu. Ancak; Portekizlinin rakip takım oyuncusundan teknik direktörüne, hakemlerden gazetecilere kadar her kesimle sürekli tartışması, onları suçlu ilan etmesi, bardağı taşırıyor. Şimdi de Real Madrid'in marka değerine zarar verdiği yorumları yapılıyor.

Real Madrid Başkanı Florentino Perez, Inter'i başarıdan başarıya taşıyan Mourinho'yu takımın başına rekor ücretle getirdiğinde bir anlamda kumar oynadı. Daha önce Porto ve Chelsea'de de önemli başarılar yakalayan Mourinho'yla Barcelona hegemonyasına son vermek isteyen Perez, aykırı teknik adamın başarılarını negatif etkisine tercih etti. Ancak bu aralar Mou'nun negatif etkisi daha çok konuşuluyor.

Şampiyonlar Ligi'nde en son 2002'de mutlu sona ulaşan ve yeni bir Devler Ligi zaferi için Mourinho'yu takımın başına getiren Perez, 2. yıldaki lig şampiyonluğuyla umutlandı. Geçen yıl Mourinho'lu Real Madrid, Barcelona'nın 3 yıl üstüste şampiyonluk serisini sonlandırıp mutlu sona ulaşsa da istikrarlı bir kadro yaratılmadığı; aksine, takım içerisindeki yıldızların küstürüldüğü haberleri basına yansıdı. Şu anda lider Barcelona'nın 16 puan gerisinde bulunan, İspanya Kral Kupası son 16 maçında Celta Vigo'ya 2-1 yenilen, Şampiyonlar Ligi son 16 eşleşmesinde grubunu Alman şampiyonu Borussia Dortmund'un gerisinde 2. sırada tamamlayarak Manchester United'la rakip olan Real Madrid'de Mourinho'nun kredisi özellikle pazarlama konusunda tükenmiş durumda.

Başarılı bir pazar stratejisinde kulübün imajı da direk etkilidir. Markalar, dünya çapındaki kulüplerin imajlarının ürünlerine katma değer katmasını beklerler ve kulübün görüntüsü yatırım için cesaret verir. Bu anlamda Real ürünlerinin geliştirilmesinden de kısmen sorumlu olan Mourinho'nun kötü imajı, yeni pazarlar ve reklam stratejilerinde negatif etki yapıyor. Mourinho önümüzdeki 50 ay Real Madrid teknik direktörü olarak kalacak, belki Şampiyonlar Ligi'ne kazandıracak; ancak pazarlama konusunda Portekizli başarısız olarak addedilmeye devam edilecek.

Real'in daha geleneksel taraftarlarınca "deli" olarak adlandırılan Mourinho, Bernabeu'da ıslıklandı. Aşırı sağcılıklarıyla bilinen taraftar grubu "Ultras Sur" Mou'yu kahraman statüsüne çıkarsa da 2016'da bitecek olan sözleşmesinden önce gemiyi terkettiğinde kulübün karakteristik "rövalye ruhu" hasar görmüş olacak. Mourinho'nun kulüpte bulunduğu yıllar olumsuz olarak hatırlanacak. Bunda da Mourinho'nun herkesle kavgalı görüntüsü etken olacak. Zira Mourinho, takımın yıldızlarından, gazetecilere, rakip takım oyuncusundan hakemlere, federasyondan hakem atamalarına kadar her konuda sivri demeçleriyle sık sık gündeme geliyor.

ZIT KARDEŞ
Barcelona ise hem saha içinde hem de saha dışında son yıllardaki altın çağını yaşıyor. Görevi bırakan Pep Guardiola'nın gerek taraftarlarca gerekse de kamuoyunca sakin, centilmen ve yardımsever kişiliğiyle tanınması, onun yerine geçen yardımcısı tito Vilanova'nın (ki Mourinho gözüne parmağını sokmuştu) duruşu Barcelona'yı daha cazip kılıyor. Takım teknik direktörlerinin kamuoyundaki görüntüsü bile takıma olan sempatide önemli bir etken.

Ekonomik krize karşın dünyanın gelirler bakımından en zengin kulubü olan Real Madrid, sürekli dünya ikincisi olan ezeli rakibi Barcelona'yla kıyaslanır. Bu kulüpte 1990'ların sonunda Bobby Robson ve Louis van Gaal'in yardımcılıklarını yapan Mourinho'nun Real Madrid'in başındaki görüntüsü ise hiç de iyi değil. Bu da global eksendeki reklamveren ve sponsorların bir değil iki kez düşünmesine neden oluyor.

Mourinho, her fırsatta İngiltere'ye dönmek istediğini söylemekte sakınca görmüyor. Aynı zamanda Fransa'da para musluğunu açan Paris St Germain de Mou'yla ilgileniyor. Kendi deyimiyle "Özel Biri" bir rüzgara kapılır da takımdan ayrılırsa Real Madrid silbaştan yapmak zorunda kalacak. Yeni teknik direktör ve kadroya milyonlarca euro harcanacak.

Neticede bütün markalar kararlılık ve devamlılığa ihtiyat duyar. Ani değişiklikler sürekli zarar verir. Bu bağlamda sportif başarılarının yanısıra aynı zamanda bir dünya markası olan Real Madrid'in de kararlılık ve devamlılığa ihtiyacı olduğunu unutmayalım.
 
Geri
Üst