4
EXE RANK
Faik Küçükali
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 1 Mar 2009
- Mesajlar
- 4,372
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 32
Türk jetinin Suriye tarafından düşürüldüğü haberiyle Türkiye'de gündem bir anda ısındı. Uzmanlar bu konuda temkinli.
v Başkent'te zirve üstüne zirve, toplantı üstüne toplantı yapıldı ve [B][COLOR=#00428d][SIZE=14px][FONT=Arial]Türkiye[/FONT][/SIZE][/COLOR][/B]'nin izleyeceği strateji kararlaştırıldı. Gelişmeleri değerlendiren uzmanlar "bu süreçte çok dikkatli ve sağduyulu hareket edilmesi gerektiğine" vurgu yaparken; olayı perde arkasına dikkat çekerek yorumlayan köşe yazarları [B][COLOR=#00428d][SIZE=14px][FONT=Arial]Türkiye[/FONT][/SIZE][/COLOR][/B]'yi savaşa sürüklemek isteyenlere bakın nasıl cevap verdi...
Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni [COLOR=#00428d]Erhan Başyurt[/COLOR]'un "[COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR]'ye cevap nasıl olmalı?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Suriye, keşif uçağımızı uyarı yapmadan uluslararası hava sahasında bile bile düşürerek, kabulü mümkün olmayan açık bir saldırı yapmıştır. Bunun diplomatik yaptırımları olacağı gibi, bundan sonra “komşu” ülkelerin benzer bir çılgınlığa yeltenmemesi için [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]yönetimine “ders verilmesi” boyutu mutlaka olacaktır. Ancak “kol bükmenin“ binlerce yolu vardır. Bazen etkin sonuç alınabilecek “dolaylı cevap” tercih de edilebilir.
...Kendi halkına karşı uçak kullanan Esed yönetiminin, Türk keşif uçağını düşürmesinde mantık aramak doğru değil belki. Ne var ki Esed'e “Mahallenin delisidir, ne yapsa yeridir“ muamelesi de yapılamaz. Aylardır iç savaş yaşayan [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'de “bıçak sırtında“ki lidere ilgili herkesin anlayacağı bir cevap mutlaka verilir, verilmelidir. Ancak Esed yönetimine bedel ödetmek için krizi tırmandırıcı bir yol tercih etmek doğru değildir.
Tekrar vurgulamakta fayda var: [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye yönelik düşünülmeyecek tek şey sıcak çatışmaya girmektir.[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin böyle bir batağa saplanması “Kaş yapayım derken göz çıkarmak“ olur. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye cevap diplomatik yollardan, iki ülkeyi sıcak çatışmanın eşiğine getirmeden, ancak mesajı herkesin alacağı bir dil ve beceri ile verilmedir. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] “köklü devlet” olduğunu, stratejisi ve aklıyla hareket ederek göstermelidir.
Zaman Gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne'nin "[COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR] savaşa girer mi? başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Uçağımızın düşürülmesi Soğuk Savaş dönemine özgü bir tezgâha benziyor. Yukarıdaki analizi Suriyeli stratejistler de yapmıştır. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi kışkırtmak, savaşa zorlamak ve savaşın eşiğine getirmek [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'deki dikta rejimine "yakın tehdit" üzerinden sağlam bahaneler üretir. Katliamlar hızlanır. Rejim gözü dönmüş gibi muhalifleri sindirmek için her çareye başvurur. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin savaşın eşiğine gelmesi, [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] rejimine rahat bir soluk aldırır.
Bu yüzden savaş uçağının, bu senaryoyu işletmek üzere [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] tarafından kasıtlı olarak düşürüldüğünü hesaba katmak gerekir. Nitekim daha [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] sesini çıkartmadan önce [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'den gelen özür beyanı ile krizin ifşa edilmesi, bu tezgahın bir parçası gibi görünüyor.
Sabah Gazetesi yazarı [COLOR=#00428d]Mahmut Övür[/COLOR]'ün "Uçak düşürme bir tuzak mı?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
Henüz ayrıntıları ortaya çıkmış değil ama bu saldırı şu gerçeği açığa çıkartacak gibi görünüyor. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'nin saldırısı Rusya-Çin ve [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B] ekseninde oluşan "eski dünya bloku"yla yeni dünyayı karşı karşıya getirecek bir çatışma zemini yaratıyor. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] bu noktada kilit ülke konumunda... Tam bir satranç oyunu oynanıyor. Sorun bölgesel olmaktan çıkıp küresel bir soruna dönüşüyor. [B][COLOR=#00428d]NATO[/COLOR][/B] üyesi [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'den beklenen ise sakin ve soğukkanlı davranmak... O da yapılıyor. Ancak asıl olan bundan sonra ne yapılacağı.
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin önünde, içinde "tuzak" boyutu da olan iki seçenek var; Real politik açıdan [B][COLOR=#00428d]NATO[/COLOR][/B] ekseninde sıcak güç kullanıp bölgesel lider olmak veya diplomatik hamleyle [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'den özür beklemek. Birinci tavrın riski de getirisi de büyük. Bazı uzmanlara göre, [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B], elindeki en önemli güç "ordu"yu kullanarak "[B][COLOR=#00428d]Ortadoğu[/COLOR][/B]'nun lideri" olabilir. Bu beklentide olanların sayısı hiç de az değil. Ancak [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] gerçeği ve Kürt meselesi ekseninde olaya bakınca sıcak çatışma, [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi sonu belirsiz bir maceraya sürükleyebilir.
İkinci seçenek, hem [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin iç demokrasi yolculuğuna hem de bölgesel ilham kaynağı olma misyonuna daha uygun düşüyor. Bölgede demokratikleşmenin simgesi olan ve geçmişinde 1 Mart tezkeresi deneyimi bulunan [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B], [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi özür dileme noktasına çekerse diplomatik sahada önemli bir hamle yapmış olur ve "yumuşak güç" olarak etkinliğini sürdürür.
Star Gazetesi yazarı Sedat Laçiner'in "[COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR]'de sadece [COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR] yok" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Suriye Krizi'nin başından beri tekrar ettiğimiz temel ilke [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] ile tek başına bir savaşa girmemesi gerektiğidir. Çünkü [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] hem [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin tek başına kaldıramayacağı kadar ağır bir yüktür, hem de sorunun [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi aşan ve [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'ye çok yönlü zararlar verebilecek pek çok boyutu vardır. Olası bir Türkiye-Suriye savaşı içeride terörden ekonomiye, sivil-asker ilişkilerinden genel olarak demokratikleşmeye kadar siyasi, iktisadi ve sosyal pek çok alanda ağır tahribatlara yol açabilir. Dışarıda ise [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] meselesi Arap dünyası ile ilişkilerden Rusya ve [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B]'a kadar tüm komşu bölgelerle ilişkilerimizde tahmini zor komplikasyonlara neden olur.
...Düşürülen jeti sadece [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ile [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] arasında bir mesele saymak mümkün değil. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] krizi iç savaştan uluslararası bloklaşmaya doğru evriliyor. Bir tarafta [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] devletinin müttefikleri olan Rusya, Çin, [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B] ve diğerleri var, öbür tarafta ise muhaliflerle ittifak kuranlar. Ancak [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] açısından sorun kendisinin de içinde yer aldığı bloğun henüz şekillenmemiş olmasıdır. Bu da [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi karşı blok önünde hem yalnızlaştırıyor, hem de maliyetlerini arttırıyor.
Bu bağlamda [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] 1) [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] karşısında yalnız kalmamalı, 2) anlık-duygusal tepkiler vermemeli, 3) muhatabı sadece [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ymiş gibi konuşup, tam tersi davranmalı, 4) ateşe elini doğrudan sokmamalı ve 5)[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] ile ilgilenirken arkasını da kollamalı.
Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı'nın "Savaş oyunu ama kimin?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] içinde ülkemizin bir savaşa girmesi için çaba gösteren derin mahfiller olduğu iyi bilinmektedir. Geçmişte Ege'de kendi jet uçağımızın düşürülmesi planları bile yapılmıştı. Evvelce hava sahamızı ihlal eden İsrail uçağının "kedidir" diye geçiştirildiğini biliyoruz. Hafızalardan silinmeyen ama sonuç da alınamayan Heron ihanetini biliyoruz. F-4'lerin modernizasyonunu uzun yıllar İsrail'in yaptığı bir gerçek. Uzaktan uçak kontrolü teknolojisinin mevcut olduğu da bir vaka. JPALS projesi 1984 yılından bu yana etkin bir projedir.
Dolayısıyla ihlal varsa, bizim F-4'ün hangi sebeplerle [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] hava sahasını ihlal ettiğinin en berrak bir şekilde hükümetçe bilinmesi gerekir. Önce kendi içimizde bir savaş provokasyonu var mı bunu öğrenmek gerekir. Bu konuda tereddüt kalmadıktan sonra soğukkanlı bir dış politik hamle düşünülmeli. Öncelikle uluslararası hukuk işletilmelidir. Sonuçta [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi yerle bir edecek bir ordumuzun olduğunu tüm dünya bilmektedir. Lakin Rusya-İran-Irak-Suriye hattının Lübnan Hizbullah'ına kadar uzanan mevcut bir stratejik denklem olduğu unutulmamalı.
Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas'ın "Bu bir 'savaş ilanı' değil 'ağır tahrik'tir" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ya da [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ile aynı safta yer alan ülkelerin bu ilan edilmemiş savaştaki "Düşman"ları, ülkesi ve halkı ile [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] değil, Esad yönetimi ve Baas rejimidir. Beşar Esad ise doğal olarak bu "Düşman"ların[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'nin düşmanı olduklarını söylemektedir. Esad'ın bir Türk jetinin düşürülmesi ile sergilediği ağır tahrik[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye "Savaş İlanı"na dayanırsa, [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] diktatörünün amaçladığı hedefe ulaşılacak ve[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] halkının iç kavgaları bırakarak ülkelerini dış düşmana karşı savunmaları için birleşmeleri yolunda çağrılar seslendirilecektir. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'deki Baas rejimi siyaseti savaşa dönüştürerek kendi halkına dünyayı zaten zindan ediyor. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] yanlış bir adımla bu rejime katkıda bulunamaz.

Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni [COLOR=#00428d]Erhan Başyurt[/COLOR]'un "[COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR]'ye cevap nasıl olmalı?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Suriye, keşif uçağımızı uyarı yapmadan uluslararası hava sahasında bile bile düşürerek, kabulü mümkün olmayan açık bir saldırı yapmıştır. Bunun diplomatik yaptırımları olacağı gibi, bundan sonra “komşu” ülkelerin benzer bir çılgınlığa yeltenmemesi için [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]yönetimine “ders verilmesi” boyutu mutlaka olacaktır. Ancak “kol bükmenin“ binlerce yolu vardır. Bazen etkin sonuç alınabilecek “dolaylı cevap” tercih de edilebilir.
...Kendi halkına karşı uçak kullanan Esed yönetiminin, Türk keşif uçağını düşürmesinde mantık aramak doğru değil belki. Ne var ki Esed'e “Mahallenin delisidir, ne yapsa yeridir“ muamelesi de yapılamaz. Aylardır iç savaş yaşayan [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'de “bıçak sırtında“ki lidere ilgili herkesin anlayacağı bir cevap mutlaka verilir, verilmelidir. Ancak Esed yönetimine bedel ödetmek için krizi tırmandırıcı bir yol tercih etmek doğru değildir.
Tekrar vurgulamakta fayda var: [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye yönelik düşünülmeyecek tek şey sıcak çatışmaya girmektir.[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin böyle bir batağa saplanması “Kaş yapayım derken göz çıkarmak“ olur. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye cevap diplomatik yollardan, iki ülkeyi sıcak çatışmanın eşiğine getirmeden, ancak mesajı herkesin alacağı bir dil ve beceri ile verilmedir. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] “köklü devlet” olduğunu, stratejisi ve aklıyla hareket ederek göstermelidir.
Zaman Gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne'nin "[COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR] savaşa girer mi? başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Uçağımızın düşürülmesi Soğuk Savaş dönemine özgü bir tezgâha benziyor. Yukarıdaki analizi Suriyeli stratejistler de yapmıştır. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi kışkırtmak, savaşa zorlamak ve savaşın eşiğine getirmek [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'deki dikta rejimine "yakın tehdit" üzerinden sağlam bahaneler üretir. Katliamlar hızlanır. Rejim gözü dönmüş gibi muhalifleri sindirmek için her çareye başvurur. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin savaşın eşiğine gelmesi, [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] rejimine rahat bir soluk aldırır.
Bu yüzden savaş uçağının, bu senaryoyu işletmek üzere [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] tarafından kasıtlı olarak düşürüldüğünü hesaba katmak gerekir. Nitekim daha [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] sesini çıkartmadan önce [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'den gelen özür beyanı ile krizin ifşa edilmesi, bu tezgahın bir parçası gibi görünüyor.
Sabah Gazetesi yazarı [COLOR=#00428d]Mahmut Övür[/COLOR]'ün "Uçak düşürme bir tuzak mı?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
Henüz ayrıntıları ortaya çıkmış değil ama bu saldırı şu gerçeği açığa çıkartacak gibi görünüyor. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'nin saldırısı Rusya-Çin ve [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B] ekseninde oluşan "eski dünya bloku"yla yeni dünyayı karşı karşıya getirecek bir çatışma zemini yaratıyor. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] bu noktada kilit ülke konumunda... Tam bir satranç oyunu oynanıyor. Sorun bölgesel olmaktan çıkıp küresel bir soruna dönüşüyor. [B][COLOR=#00428d]NATO[/COLOR][/B] üyesi [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'den beklenen ise sakin ve soğukkanlı davranmak... O da yapılıyor. Ancak asıl olan bundan sonra ne yapılacağı.
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin önünde, içinde "tuzak" boyutu da olan iki seçenek var; Real politik açıdan [B][COLOR=#00428d]NATO[/COLOR][/B] ekseninde sıcak güç kullanıp bölgesel lider olmak veya diplomatik hamleyle [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'den özür beklemek. Birinci tavrın riski de getirisi de büyük. Bazı uzmanlara göre, [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B], elindeki en önemli güç "ordu"yu kullanarak "[B][COLOR=#00428d]Ortadoğu[/COLOR][/B]'nun lideri" olabilir. Bu beklentide olanların sayısı hiç de az değil. Ancak [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] gerçeği ve Kürt meselesi ekseninde olaya bakınca sıcak çatışma, [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi sonu belirsiz bir maceraya sürükleyebilir.
İkinci seçenek, hem [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin iç demokrasi yolculuğuna hem de bölgesel ilham kaynağı olma misyonuna daha uygun düşüyor. Bölgede demokratikleşmenin simgesi olan ve geçmişinde 1 Mart tezkeresi deneyimi bulunan [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B], [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi özür dileme noktasına çekerse diplomatik sahada önemli bir hamle yapmış olur ve "yumuşak güç" olarak etkinliğini sürdürür.
Star Gazetesi yazarı Sedat Laçiner'in "[COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR]'de sadece [COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR] yok" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
...Suriye Krizi'nin başından beri tekrar ettiğimiz temel ilke [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] ile tek başına bir savaşa girmemesi gerektiğidir. Çünkü [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] hem [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin tek başına kaldıramayacağı kadar ağır bir yüktür, hem de sorunun [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi aşan ve [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'ye çok yönlü zararlar verebilecek pek çok boyutu vardır. Olası bir Türkiye-Suriye savaşı içeride terörden ekonomiye, sivil-asker ilişkilerinden genel olarak demokratikleşmeye kadar siyasi, iktisadi ve sosyal pek çok alanda ağır tahribatlara yol açabilir. Dışarıda ise [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] meselesi Arap dünyası ile ilişkilerden Rusya ve [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B]'a kadar tüm komşu bölgelerle ilişkilerimizde tahmini zor komplikasyonlara neden olur.
...Düşürülen jeti sadece [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ile [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] arasında bir mesele saymak mümkün değil. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] krizi iç savaştan uluslararası bloklaşmaya doğru evriliyor. Bir tarafta [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] devletinin müttefikleri olan Rusya, Çin, [B][COLOR=#00428d]İran[/COLOR][/B] ve diğerleri var, öbür tarafta ise muhaliflerle ittifak kuranlar. Ancak [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] açısından sorun kendisinin de içinde yer aldığı bloğun henüz şekillenmemiş olmasıdır. Bu da [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'yi karşı blok önünde hem yalnızlaştırıyor, hem de maliyetlerini arttırıyor.
Bu bağlamda [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] 1) [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] karşısında yalnız kalmamalı, 2) anlık-duygusal tepkiler vermemeli, 3) muhatabı sadece [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ymiş gibi konuşup, tam tersi davranmalı, 4) ateşe elini doğrudan sokmamalı ve 5)[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] ile ilgilenirken arkasını da kollamalı.
Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı'nın "Savaş oyunu ama kimin?" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] içinde ülkemizin bir savaşa girmesi için çaba gösteren derin mahfiller olduğu iyi bilinmektedir. Geçmişte Ege'de kendi jet uçağımızın düşürülmesi planları bile yapılmıştı. Evvelce hava sahamızı ihlal eden İsrail uçağının "kedidir" diye geçiştirildiğini biliyoruz. Hafızalardan silinmeyen ama sonuç da alınamayan Heron ihanetini biliyoruz. F-4'lerin modernizasyonunu uzun yıllar İsrail'in yaptığı bir gerçek. Uzaktan uçak kontrolü teknolojisinin mevcut olduğu da bir vaka. JPALS projesi 1984 yılından bu yana etkin bir projedir.
Dolayısıyla ihlal varsa, bizim F-4'ün hangi sebeplerle [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] hava sahasını ihlal ettiğinin en berrak bir şekilde hükümetçe bilinmesi gerekir. Önce kendi içimizde bir savaş provokasyonu var mı bunu öğrenmek gerekir. Bu konuda tereddüt kalmadıktan sonra soğukkanlı bir dış politik hamle düşünülmeli. Öncelikle uluslararası hukuk işletilmelidir. Sonuçta [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'yi yerle bir edecek bir ordumuzun olduğunu tüm dünya bilmektedir. Lakin Rusya-İran-Irak-Suriye hattının Lübnan Hizbullah'ına kadar uzanan mevcut bir stratejik denklem olduğu unutulmamalı.
Sabah Gazetesi yazarı Mehmet Barlas'ın "Bu bir 'savaş ilanı' değil 'ağır tahrik'tir" başlıklı köşe yazısının ilgili bölümü...
[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ya da [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] ile aynı safta yer alan ülkelerin bu ilan edilmemiş savaştaki "Düşman"ları, ülkesi ve halkı ile [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] değil, Esad yönetimi ve Baas rejimidir. Beşar Esad ise doğal olarak bu "Düşman"ların[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'nin düşmanı olduklarını söylemektedir. Esad'ın bir Türk jetinin düşürülmesi ile sergilediği ağır tahrik[B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B]'nin [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'ye "Savaş İlanı"na dayanırsa, [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] diktatörünün amaçladığı hedefe ulaşılacak ve[B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B] halkının iç kavgaları bırakarak ülkelerini dış düşmana karşı savunmaları için birleşmeleri yolunda çağrılar seslendirilecektir. [B][COLOR=#00428d]Suriye[/COLOR][/B]'deki Baas rejimi siyaseti savaşa dönüştürerek kendi halkına dünyayı zaten zindan ediyor. [B][COLOR=#00428d]Türkiye[/COLOR][/B] yanlış bir adımla bu rejime katkıda bulunamaz.