20
EXE RANK
`korkunc` `FENA`
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 6 Kas 2010
- Mesajlar
- 28,252
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
Erdoğan'dan Meclis resti
Erdoğan: İster gelirsiniz ister gelmezsiniz. Komisyonlar bal gibi çalışır.
reklam
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetin yargıya tutuklu vekiller konusunda baskı yapması yönünde talepler olduğunu ileri sürerek, “Türkiye, Muz Cumhuriyeti değil demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Nasıl olsa kanunları esnetiriz, hukuku çiğneriz anlayışı ile sonuçları bilerek ne olacağını bilerek keyfice adaylar gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir” dedi.
AKP Grubu, 12 Haziran seçimlerinin ardından ilk toplantısını parti genel merkezinde gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan milletvekillerine mütevazı olmaları ve milletle bağlarını koparmamaları çağrısında bulunurken, kendilerine oy vermeyen yüzde 50’lik kesime sendromlar ve sıfatlar yakıştırmayacaklarını söyledi. Erdoğan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Stockholm Sendromu sözlerine göndermelerde bulunduğu konuşmasında “Biz, bölenlerden, ayıranlardan, Türkiye haritasını renklere boyayanlardan olmadık, olmayacağız. Biz, milletin tercihini aşağılayanlardan, millete tepeden bakanlardan, milletin takdirini küçümseyenlerden olmadık, olmayacağız. Milletin tercihi, en az millet kadar azizdir, başımızın üzerindedir. Biz, bizi tercih etmeyenlere hiçbir zaman değişik yaftalar yapıştıramayız, bir takım sendromlar izafe etmeyiz, onlara değişik sıfatlar yakıştırmayız. Biz, yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak, diğer yüzde 50'nin tercihini de o kadar önemsiyoruz. Bize oy verenlerin takdirini önemsediğimiz kadar, oy vermeyenlerin de takdirini önemsiyoruz. Oy vermeyen yüzde 50'ye bir takım sıfatlar ve sendromlar yakıştırmak yerine; biz, açık açık, samimiyetle özeleştirimizi yapıyoruz. Neden o yüzde 50'ye ulaşamadığımızın muhasebesini her an gündemimizde tutuyoruz. Acaba kendimizi anlatmakta bir eksiğimiz mi var diyerek her an aynaya bakıyoruz” dedi.
-“HUKUKUN ZORLANMASINI ONAYLAMIYORUZ”-
Erdoğan konuşmasında milletin kendilerine en kutsal emaneti verdiğini hatırlatarak milli iradenin kendileri için kutsal olduğunu, muteber olduğunu ve milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul edemeyeceklerini vurguladı. Erdoğan kendisinin mahkumiyet dönemlerinde hukuk sınırları içerisinde mücadele verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Beğenmediğimiz eleştirdiğimiz düzenlemeler uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık. Affınıza sığınıyorum. Anayasayı takmamazlık etmedik. Dayatmalarla tehditlerle yol almaya çalışmadık. Oy tabanımızı bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Hukuk içinde her şeyi halledeceğiz dedik. İleri demokrasi için evrensel hukuk normlarına ulaşmak için büyük bedeller ödedik. Üzülerek ifade etmeliyim ki Tüm bu süreçlerde hep yalnız bırakıldık. Ana muhalefeti, muhalefeti sivil toplumu medyası bizim demokrasi mücadelemize gerekli desteği vermedi. Yılmadık yıkılmadık vazgeçmedik ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürdük. Dosta da düşmana da ilan ediyorum. Bugün AK Parti’nin bu toplantısından tüm dünyaya sesleniyorum. Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara asla tevessül etmiyor asla göz yummuyoruz. Ancak en az bunun kadar hukukun zorlanmasını hiçe sayılmasını, demokrasinin istismar edilmesini de tasvip etmiyor bunu da asla onaylamıyoruz. Dayatmalarla tehditlerle netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclisi boykot ederek meclisin meşruiyetini tartışmaya açarak ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz.”
-“YARGI KİMSEDEN EMİR ALMAZ”-
Başbakan Erdoğan hukukun siyasallaştığından dert yananların aynı zamanda hukuka siyasi müdahale isteğinde bulunduğunu belirterek büyük bir tutarsızlık ve vahim bir hata olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Bilmeyenlere bilmek istemeyenlere kabul etmek istemeyenlere buradan bir kez daha duyuruyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünün egemen olmaya başladığı bir Türkiye’dir. Hukuka karşı imtiyaz talep etmek ne kadar yanlışsa dayatmalarla oldu-bitti yapmaya çalışmak da o kadar yanlıştır. Yargının kararlarından dolayı doğrudan ak partiyi itham edenler, hükümeti itham edenler eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların zamanında onların döneminde yargı yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir. Ama AK Parti hükümetleri döneminde yargı millet adına karar verir hiç kimseden de emir ve talimat almaz” diye konuştu.
-TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL-
AKP’nin Mecliste yüzde 65 çoğunluğa sahip olduğu dönemde kapatma davası ile karşı karşıya kaldığını ve yalnız bir mücadele verdiğini de vurgulayan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün Milli iradeyi temsil ettiği söylenen ve terör örgütü kurmakla suçlanan o yazarlar ak partiye kapatma davası açıldığı süreçte ne diyorlardı biliyor musunuz? ‘yargı da milli iradedir’ şeklinde yazılar kaleme aldılar. Hepsi arşivimde var. Yasamanın da yargının da milli iradeyi temsil ettiğini yazdılar. Dün temsil eden yargı bugün temsil etmiyor mu? Dün millet adına karar veren yargı bugün Millet adına karar vermiyor mu? Ak parti iktidarını Çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler acaba bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümünü sorgulamayacak mı? Şu anda aradıkları bu. Azınlık çoğunluğa tahakküm etsin. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman bu milletin iradesini nereye koyacağız. Başbakan bu işi çözsün. Başbakan ne yapacak. Hakimleri mahkemeleri arayıp talimat mı verecek. Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir. Bunlar Kayıtlarımızda var. Ama bu kayıtlar onların anladığı manada kayıtlar değil.
Ama bizim dönemimde bunlar yaşanmaz ve yaşanmayacak. Yargı kararlarından dolayı TBMM’ye gelmeyenler gelip de yemin etmeyenler yasama yürütme yargı güçlerinin ayrımını hala kabullenemeyenlerdir. Hiç kimsenin hukuku da kanunları da hiçe sayma yok sayma çiğneme hakkı yoktur. Türkiye muz Cumhuriyeti değil demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Nasıl olsa kanunları esnetiriz, hukuku çiğneriz anlayışı ile sonuçları bilerek ne olacağını bilerek keyfice adaylar gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP’nin boykot kararı ve CHP’li milletvekillerinin yemin etmeme kararlarını eleştirerek, muhalefeti serin kanlı davranmaya çağırdı. Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Biz olmazsak komisyonlar çalışmaz” açıklamalarına, “Bal gibi çalışır” sözleriyle yanıt verdi.
Erdoğan AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen Grup toplantısında milletvekillerine hitap ettiği konuşmasında millet iradesi ile adalet duygusunun karşı karşıya getirilemeyeceğine vurgu yaptı. Milli iradenin yüceliği ile hukukun üstünlüğü ilkesinin karıştırılamayacağını belirten Erdoğan, “Demokrasi bu ikisini bir arada tutarak yükselir. Türkiye’nin karşılaştığı her sorun hepimizin ortak sorunudur. Sorun TBMM’nin yani Türkiye’nin sorunudur. Dolayısıyla çözüm de kaçınılmaz olarak ortak olacaktır. muhalefet partileri sağduyu içinde hareket etmek makul öneriler getirmek durumundadır. Tepki ile protesto ile boykotla bir yere varılamaz. Sorunu derinleştirmek yerine daha serin kanlı davranmaları gerekir” dedi.
-"CHP ONTOLOJİK SORUNLAR İÇERİSİNDEDİR"-
Erdoğan CHP’nin yemin töreninde aldığı yemin etmeme kararına da tepki gösterdi. Hem meclise gelip genel kurula katılıp hem de yemin etmemenin dürüstçe bir hareket olmadığını savunan Erdoğan, “Acaba dürüstlük kavramı ile yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. Hani dürüsttü bunlar. Nasıl dürüstlük bu. Bu ana muhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi. Erdoğan CHP’li vekillerin yemin töreni yoklamasında önce kendilerini yok diye ilan etmeleri sonrasında uyarılarla sessiz kalmalarına da göndermelerde bulunarak şunları söyledi:
“Geçici başkanları önce yok yok yok dedi. Baktılar ki tarihi yanlış yapıyoruz hemen uyarı geldi. Ondan sonra yok demedi. Desen de demesen de bütün kameralar orada tarihi bu anı tespit etti. Hepiniz oradasınız ve kendinizi yok kaydettiriyorsunuz. Bunu yutmazlar bunu tarih affetmez. CHP Ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı bugün meclisi boykot edenler bilsinler ki milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak bizzat kendileri olacak. Millet bizlere de muhalefete de bağımsız milletvekillerine de boykot yetkisi değil yasama yetkisi yasa yapma yetkisi verdi. Şimdi millete ne diyecekler. Siz bana meclise girmeyin dediniz girmedim mi diyecekler. Veya yasa yapmayın dediniz onun için yasa yapmıyoruz mu diyecekler. Milletin karşısında her geçen gün itibar kaybına uğramayla devam edecekler.”
-"PARLAMENTONUN ÇALIŞMASINA MANİ BİR HAL YOK"-
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Mecliste olmaması sebebiyle komisyonların çalışmayacağı yönündeki sözlerine de Erdoğan, grup toplantısında yanıt verdi. CHP’nin olmamasını parlamento çalışmalarına engel teşkil etmeyeceğini belirten Erdoğan, “Anayasa, yasalar ve meclis iç tüzüğü, yasama çalışmalarının hiç bir engelle karşılaşmadan yürütülmesi konusunda genel kurul’a yetki veriyor. Biz, normal şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
“Milletimizin beklentilerini, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla önceki dönemlerde olduğu gibi Meclis'i çalıştırmaya devam edeceğiz. Muhalefetin, hem mevcut sorunları, hem de ülkenin genel sorunlarını aşma noktasında, sorumlu davranıp, yemin edip, Meclis çalışmalarına katılması en büyük arzumuzdur. Bu olmadığı takdirde, milli iradenin boykot yoluyla engellenmesine de müsaade etmeyeceğiz. Milletimize tekrar sesleniyorum. Muhalefet ister gelsin istek gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Ana muhalefetin biz olmadığımız sürece komisyonlar çalışmaz' diyor. Maalesef inanın kılavuzu yanlış. Parlamento hukukunu bilen bir tane yanında adamı yok. Çünkü demokrasinin özellikle Türkiye'deki, bizim parlamentomuzun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılmıştır. Neden? Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye. Komisyona muhalefet gelmediğinde komisyon çalışmaz' diye bir şey yok. Komisyonu bir keresinde muhalefet terk etti ve Anayasa Mahkemesi'ne ***ürdü. Ne yaptı Anayasa Mahkemesi, geri gönderdi. Önümüzde bir örnek var. Televizyonlarda diyor ki; 'eğer biz komisyonlarda olmazsak komisyon çalışmaz. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Herkes katılsın bak nasıl çalışıyor göreceksin. Meclis Divanı... aynı şekilde O da çalışır. Orada iktidar sayısıyla oluşturulmuştur. Burada da yine aynı şekilde bu divan oluşur ve çalışmalarına devam eder. Çünkü, AK Parti'nin sayısı, bir iktidar partisi olarak, bugün toplantı yeter sayısı için de karar sayısı için de yeterlidir. Ama gönlümüz, demokrasi muhalefetle güç kazanır. Onun için sizin de orada olmanızı istiyoruz, gelirsiniz gelmezsiniz o sizin bileceğiniz iş.”
-"CHP ESKİ KAFAYLA YOLA DEVAM EDİYOR"-
Başbakan Erdoğan CHP’nin “yeni” sıfatına da göndermelerde bulunduğu konuşmasında CHP’nin kendine yeni sıfatını yakıştırdığını ama eski kafayla yola devam ettiğini savundu. CHP’nin, 1999 seçimlerinde, milletin kendisini baraj altında bırakmasından gerekli mesajı almadığını söyleyen Erdoğan, “CHP'nin, 1950 seçimlerindeki zihniyetinin, aradan geçen 61 yılda bir nebze olsun değişmediğini, ilerleme kaydetmediğini anlıyoruz. Seçim sonuçlarını, bir kez daha 'bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam, yüzde 60 aptal, beyinsiz' gibi sıfatlarla, bir takım sendromlarla izah edenler, tıpkı 60 yıl boyunca olduğu gibi, bugün de milletle gönül bağı kuramayan, aynı dili konuşamayanlardır. CHP'nin Meclis'e gelip yemin etmemesi, boykot kararı alması da işte aynen milli iradeye yönelik çarpık bakış açısının bir tezahürüdür. Biz yaşanan bu süreci, en hafif tabiriyle bir kafa karışıklığı olarak değerlendiriyoruz. CHP'nin, bir an önce bu kafa karışıklığından, fikir karmaşasından, şaşkınlıktan kurtulup, ana muhalefet görevini devralmasını bekliyoruz.
Biraz önce de ifade ettiğim gibi, hiç kuşkusuz Meclis normal şekilde çalışacak, yasama görevini yerine getirecektir. Buna mani hiç bir hal yoktur. İlk adım da Salı günü yeminle atılmıştır. Bak Meclis çalışıyor demek ki. İşte bak çalışıyor. Hani çalıştırmazdınız... Bakın çalışıyor. Ancak, ileri demokraside, iktidar kadar yapıcı ve kaliteli muhalefetin de elzem olduğunu biliyor; CHP ve diğer muhalefetten de biz bunu arzuluyoruz” dedi.
Grup toplantısının ikinci bölümü basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
Erdoğan: İster gelirsiniz ister gelmezsiniz. Komisyonlar bal gibi çalışır.

reklam
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetin yargıya tutuklu vekiller konusunda baskı yapması yönünde talepler olduğunu ileri sürerek, “Türkiye, Muz Cumhuriyeti değil demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Nasıl olsa kanunları esnetiriz, hukuku çiğneriz anlayışı ile sonuçları bilerek ne olacağını bilerek keyfice adaylar gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir” dedi.
AKP Grubu, 12 Haziran seçimlerinin ardından ilk toplantısını parti genel merkezinde gerçekleştirdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan milletvekillerine mütevazı olmaları ve milletle bağlarını koparmamaları çağrısında bulunurken, kendilerine oy vermeyen yüzde 50’lik kesime sendromlar ve sıfatlar yakıştırmayacaklarını söyledi. Erdoğan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Stockholm Sendromu sözlerine göndermelerde bulunduğu konuşmasında “Biz, bölenlerden, ayıranlardan, Türkiye haritasını renklere boyayanlardan olmadık, olmayacağız. Biz, milletin tercihini aşağılayanlardan, millete tepeden bakanlardan, milletin takdirini küçümseyenlerden olmadık, olmayacağız. Milletin tercihi, en az millet kadar azizdir, başımızın üzerindedir. Biz, bizi tercih etmeyenlere hiçbir zaman değişik yaftalar yapıştıramayız, bir takım sendromlar izafe etmeyiz, onlara değişik sıfatlar yakıştırmayız. Biz, yüzde 50'nin tercihini ne kadar önemsiyorsak, diğer yüzde 50'nin tercihini de o kadar önemsiyoruz. Bize oy verenlerin takdirini önemsediğimiz kadar, oy vermeyenlerin de takdirini önemsiyoruz. Oy vermeyen yüzde 50'ye bir takım sıfatlar ve sendromlar yakıştırmak yerine; biz, açık açık, samimiyetle özeleştirimizi yapıyoruz. Neden o yüzde 50'ye ulaşamadığımızın muhasebesini her an gündemimizde tutuyoruz. Acaba kendimizi anlatmakta bir eksiğimiz mi var diyerek her an aynaya bakıyoruz” dedi.
-“HUKUKUN ZORLANMASINI ONAYLAMIYORUZ”-
Erdoğan konuşmasında milletin kendilerine en kutsal emaneti verdiğini hatırlatarak milli iradenin kendileri için kutsal olduğunu, muteber olduğunu ve milli irade üzerinde vesayeti asla ve asla kabul edemeyeceklerini vurguladı. Erdoğan kendisinin mahkumiyet dönemlerinde hukuk sınırları içerisinde mücadele verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Beğenmediğimiz eleştirdiğimiz düzenlemeler uygulamalar oldu ama hukuk kurallarını hiçe saymadık. Affınıza sığınıyorum. Anayasayı takmamazlık etmedik. Dayatmalarla tehditlerle yol almaya çalışmadık. Oy tabanımızı bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Hukuk içinde her şeyi halledeceğiz dedik. İleri demokrasi için evrensel hukuk normlarına ulaşmak için büyük bedeller ödedik. Üzülerek ifade etmeliyim ki Tüm bu süreçlerde hep yalnız bırakıldık. Ana muhalefeti, muhalefeti sivil toplumu medyası bizim demokrasi mücadelemize gerekli desteği vermedi. Yılmadık yıkılmadık vazgeçmedik ve kararlılıkla mücadelemizi sürdürdük. Dosta da düşmana da ilan ediyorum. Bugün AK Parti’nin bu toplantısından tüm dünyaya sesleniyorum. Milli irade üzerinde vesayeti kabul etmiyoruz. Demokrasi ve hukuk dışı uygulamalara asla tevessül etmiyor asla göz yummuyoruz. Ancak en az bunun kadar hukukun zorlanmasını hiçe sayılmasını, demokrasinin istismar edilmesini de tasvip etmiyor bunu da asla onaylamıyoruz. Dayatmalarla tehditlerle netice alınamayacağını çok iyi biliyoruz. Meclisi boykot ederek meclisin meşruiyetini tartışmaya açarak ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz.”
-“YARGI KİMSEDEN EMİR ALMAZ”-
Başbakan Erdoğan hukukun siyasallaştığından dert yananların aynı zamanda hukuka siyasi müdahale isteğinde bulunduğunu belirterek büyük bir tutarsızlık ve vahim bir hata olduğunu kaydetti. Erdoğan, “Bilmeyenlere bilmek istemeyenlere kabul etmek istemeyenlere buradan bir kez daha duyuruyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Üstelik bugün Türkiye üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünün egemen olmaya başladığı bir Türkiye’dir. Hukuka karşı imtiyaz talep etmek ne kadar yanlışsa dayatmalarla oldu-bitti yapmaya çalışmak da o kadar yanlıştır. Yargının kararlarından dolayı doğrudan ak partiyi itham edenler, hükümeti itham edenler eski alışkanlıkları nüksedenlerdir. Onların zamanında onların döneminde yargı yasamadan veya yürütmeden talimatlar almış olabilir. Ama AK Parti hükümetleri döneminde yargı millet adına karar verir hiç kimseden de emir ve talimat almaz” diye konuştu.
-TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİL-
AKP’nin Mecliste yüzde 65 çoğunluğa sahip olduğu dönemde kapatma davası ile karşı karşıya kaldığını ve yalnız bir mücadele verdiğini de vurgulayan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün Milli iradeyi temsil ettiği söylenen ve terör örgütü kurmakla suçlanan o yazarlar ak partiye kapatma davası açıldığı süreçte ne diyorlardı biliyor musunuz? ‘yargı da milli iradedir’ şeklinde yazılar kaleme aldılar. Hepsi arşivimde var. Yasamanın da yargının da milli iradeyi temsil ettiğini yazdılar. Dün temsil eden yargı bugün temsil etmiyor mu? Dün millet adına karar veren yargı bugün Millet adına karar vermiyor mu? Ak parti iktidarını Çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler acaba bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümünü sorgulamayacak mı? Şu anda aradıkları bu. Azınlık çoğunluğa tahakküm etsin. Böyle bir şey olabilir mi? O zaman bu milletin iradesini nereye koyacağız. Başbakan bu işi çözsün. Başbakan ne yapacak. Hakimleri mahkemeleri arayıp talimat mı verecek. Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir. Bunlar Kayıtlarımızda var. Ama bu kayıtlar onların anladığı manada kayıtlar değil.
Ama bizim dönemimde bunlar yaşanmaz ve yaşanmayacak. Yargı kararlarından dolayı TBMM’ye gelmeyenler gelip de yemin etmeyenler yasama yürütme yargı güçlerinin ayrımını hala kabullenemeyenlerdir. Hiç kimsenin hukuku da kanunları da hiçe sayma yok sayma çiğneme hakkı yoktur. Türkiye muz Cumhuriyeti değil demokratik laik sosyal bir hukuk devletidir. Nasıl olsa kanunları esnetiriz, hukuku çiğneriz anlayışı ile sonuçları bilerek ne olacağını bilerek keyfice adaylar gösterenler bugün yargının kararlarına herkes kadar saygı duymakla mükelleftir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BDP’nin boykot kararı ve CHP’li milletvekillerinin yemin etmeme kararlarını eleştirerek, muhalefeti serin kanlı davranmaya çağırdı. Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Biz olmazsak komisyonlar çalışmaz” açıklamalarına, “Bal gibi çalışır” sözleriyle yanıt verdi.
Erdoğan AKP Genel Merkezi’nde düzenlenen Grup toplantısında milletvekillerine hitap ettiği konuşmasında millet iradesi ile adalet duygusunun karşı karşıya getirilemeyeceğine vurgu yaptı. Milli iradenin yüceliği ile hukukun üstünlüğü ilkesinin karıştırılamayacağını belirten Erdoğan, “Demokrasi bu ikisini bir arada tutarak yükselir. Türkiye’nin karşılaştığı her sorun hepimizin ortak sorunudur. Sorun TBMM’nin yani Türkiye’nin sorunudur. Dolayısıyla çözüm de kaçınılmaz olarak ortak olacaktır. muhalefet partileri sağduyu içinde hareket etmek makul öneriler getirmek durumundadır. Tepki ile protesto ile boykotla bir yere varılamaz. Sorunu derinleştirmek yerine daha serin kanlı davranmaları gerekir” dedi.
-"CHP ONTOLOJİK SORUNLAR İÇERİSİNDEDİR"-
Erdoğan CHP’nin yemin töreninde aldığı yemin etmeme kararına da tepki gösterdi. Hem meclise gelip genel kurula katılıp hem de yemin etmemenin dürüstçe bir hareket olmadığını savunan Erdoğan, “Acaba dürüstlük kavramı ile yalan ne zamandan beri arkadaş oldular. Hani dürüsttü bunlar. Nasıl dürüstlük bu. Bu ana muhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” dedi. Erdoğan CHP’li vekillerin yemin töreni yoklamasında önce kendilerini yok diye ilan etmeleri sonrasında uyarılarla sessiz kalmalarına da göndermelerde bulunarak şunları söyledi:
“Geçici başkanları önce yok yok yok dedi. Baktılar ki tarihi yanlış yapıyoruz hemen uyarı geldi. Ondan sonra yok demedi. Desen de demesen de bütün kameralar orada tarihi bu anı tespit etti. Hepiniz oradasınız ve kendinizi yok kaydettiriyorsunuz. Bunu yutmazlar bunu tarih affetmez. CHP Ontolojik sorunlar içerisindedir. Dün sandığı bugün meclisi boykot edenler bilsinler ki milli iradenin önündeki engel AK Parti olmayacak bizzat kendileri olacak. Millet bizlere de muhalefete de bağımsız milletvekillerine de boykot yetkisi değil yasama yetkisi yasa yapma yetkisi verdi. Şimdi millete ne diyecekler. Siz bana meclise girmeyin dediniz girmedim mi diyecekler. Veya yasa yapmayın dediniz onun için yasa yapmıyoruz mu diyecekler. Milletin karşısında her geçen gün itibar kaybına uğramayla devam edecekler.”
-"PARLAMENTONUN ÇALIŞMASINA MANİ BİR HAL YOK"-
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin Mecliste olmaması sebebiyle komisyonların çalışmayacağı yönündeki sözlerine de Erdoğan, grup toplantısında yanıt verdi. CHP’nin olmamasını parlamento çalışmalarına engel teşkil etmeyeceğini belirten Erdoğan, “Anayasa, yasalar ve meclis iç tüzüğü, yasama çalışmalarının hiç bir engelle karşılaşmadan yürütülmesi konusunda genel kurul’a yetki veriyor. Biz, normal şekilde çalışmalarımızı yürüteceğiz” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
“Milletimizin beklentilerini, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla önceki dönemlerde olduğu gibi Meclis'i çalıştırmaya devam edeceğiz. Muhalefetin, hem mevcut sorunları, hem de ülkenin genel sorunlarını aşma noktasında, sorumlu davranıp, yemin edip, Meclis çalışmalarına katılması en büyük arzumuzdur. Bu olmadığı takdirde, milli iradenin boykot yoluyla engellenmesine de müsaade etmeyeceğiz. Milletimize tekrar sesleniyorum. Muhalefet ister gelsin istek gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal yoktur. Ana muhalefetin biz olmadığımız sürece komisyonlar çalışmaz' diyor. Maalesef inanın kılavuzu yanlış. Parlamento hukukunu bilen bir tane yanında adamı yok. Çünkü demokrasinin özellikle Türkiye'deki, bizim parlamentomuzun çalışmasına yönelik iktidar güçlü kılmıştır. Neden? Azınlık çoğunluğa tahakküm etmesin diye. Komisyona muhalefet gelmediğinde komisyon çalışmaz' diye bir şey yok. Komisyonu bir keresinde muhalefet terk etti ve Anayasa Mahkemesi'ne ***ürdü. Ne yaptı Anayasa Mahkemesi, geri gönderdi. Önümüzde bir örnek var. Televizyonlarda diyor ki; 'eğer biz komisyonlarda olmazsak komisyon çalışmaz. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Herkes katılsın bak nasıl çalışıyor göreceksin. Meclis Divanı... aynı şekilde O da çalışır. Orada iktidar sayısıyla oluşturulmuştur. Burada da yine aynı şekilde bu divan oluşur ve çalışmalarına devam eder. Çünkü, AK Parti'nin sayısı, bir iktidar partisi olarak, bugün toplantı yeter sayısı için de karar sayısı için de yeterlidir. Ama gönlümüz, demokrasi muhalefetle güç kazanır. Onun için sizin de orada olmanızı istiyoruz, gelirsiniz gelmezsiniz o sizin bileceğiniz iş.”
-"CHP ESKİ KAFAYLA YOLA DEVAM EDİYOR"-
Başbakan Erdoğan CHP’nin “yeni” sıfatına da göndermelerde bulunduğu konuşmasında CHP’nin kendine yeni sıfatını yakıştırdığını ama eski kafayla yola devam ettiğini savundu. CHP’nin, 1999 seçimlerinde, milletin kendisini baraj altında bırakmasından gerekli mesajı almadığını söyleyen Erdoğan, “CHP'nin, 1950 seçimlerindeki zihniyetinin, aradan geçen 61 yılda bir nebze olsun değişmediğini, ilerleme kaydetmediğini anlıyoruz. Seçim sonuçlarını, bir kez daha 'bidon kafa, göbeğini kaşıyan adam, yüzde 60 aptal, beyinsiz' gibi sıfatlarla, bir takım sendromlarla izah edenler, tıpkı 60 yıl boyunca olduğu gibi, bugün de milletle gönül bağı kuramayan, aynı dili konuşamayanlardır. CHP'nin Meclis'e gelip yemin etmemesi, boykot kararı alması da işte aynen milli iradeye yönelik çarpık bakış açısının bir tezahürüdür. Biz yaşanan bu süreci, en hafif tabiriyle bir kafa karışıklığı olarak değerlendiriyoruz. CHP'nin, bir an önce bu kafa karışıklığından, fikir karmaşasından, şaşkınlıktan kurtulup, ana muhalefet görevini devralmasını bekliyoruz.
Biraz önce de ifade ettiğim gibi, hiç kuşkusuz Meclis normal şekilde çalışacak, yasama görevini yerine getirecektir. Buna mani hiç bir hal yoktur. İlk adım da Salı günü yeminle atılmıştır. Bak Meclis çalışıyor demek ki. İşte bak çalışıyor. Hani çalıştırmazdınız... Bakın çalışıyor. Ancak, ileri demokraside, iktidar kadar yapıcı ve kaliteli muhalefetin de elzem olduğunu biliyor; CHP ve diğer muhalefetten de biz bunu arzuluyoruz” dedi.
Grup toplantısının ikinci bölümü basına kapalı olarak gerçekleştirildi.