Bu aşka yakışanı yapacak! Döneceksin...

On dördüncü ayın on dördü
Günlerden vuslat
Hâlâ çalışıyor gelişine kurduğum saat

Bütün olmazların dolduğu bir aşkta
Olağan bir tarihi yazmak yakışmaz bana
Yüreğim olsa bile bir hasret sürgünü
Aşka yakışanı yapıp
Hiçbir şey olmamış gibi resmedeceğim dünü
Sonra bana yakışanı yapıp
Maviye boyayacağım günü
Dün ondan önceki gün
Yani seninle yaşanan her gün
Kırağı düşmüş bir çiçeğin üstüne, güneşin doğması
Kurak bir yüreğe, sevdanın yağması gibiydi sevgili

Gittiğinde
Ne sana küstüm, ne aşka
Beklemeyi öğrendim önce
Sonra varmışsın gibi sevmeyi seni
Aslında yokluğun tarifi imkânsız bir yüktü
Lakin aşkım her şeye direnecek kadar büyüktü
Ant olsun bir an bile unutmadım
Bir an bile olsa sitem etmedim sana
Biliyorum Bu aşka yakışanı yapacak!
Bir vuslat-i bayramda döneceksin bana

Bu gün hâlâ
Güneş, pırıl pırıl düşüyorsa
Parmaklarımın arasından saçlarına
Ve saçların, yatıyorsa omuzlarımda
Rüzgâr, sana uğramadan gelmiyorsa bana
Sen kokuyorsa her esişi ve her şiirim
Musalla taşında aşk ölmez diyerek açan çiçekse
Biliyorum Bu aşka yakışanı yapacak!
Bir vuslat-i bayramda döneceksin bana

Bu gün hâlâ
Adın yön veriyorsa mutluluk gemilerime
Rastgele diyen sensen yüreğimin tayfalarına
Dalgalar nefesin, yakamozlar gözlerin gibi
Dans ediyorlarsa ay ışığı altında
Biliyorum Bu aşka yakışanı yapacak!
Bir vuslat-i bayramda döneceksin bana

Bu gün hâlâ
Yıldızların üstünde adını şakıyorsa bülbüller
Gecenin içinde güneş doğmadan açıyorsa güller
Hayalin geceme düşen güneşse
Ben hep sana Kerem, sen hep içimde Aslı
İşte budur sultanım sevdamın aslı
Hiçbir fırtına batıramaz günü
Hiçbir şey kirletemez dünü
Sen aşk ölümsüzdür lafında imzam
Sen aşk-ı vuslatımın akdi
Sen mutluluğumun bitimsiz vakti
Sen gönlümün sultanı sevgili
Aşk yenik düşmeyecek zamana ve sen

Bu aşka yakışanı yapacak!
Bir vuslat-i bayramda döneceksin bana​