20
EXE RANK
OttoMaNs* ;яeiz
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 20 Şub 2011
- Mesajlar
- 32,869
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- www.netbilgini.com
Yazar: Ahmet TAŞGETİREN
BATI İLE HESAPLAŞMA
İslam dünyası birgün Batı ile hesaplaşacak. Bu kaçınılmaz bir şey. Bunu, bir yandan İslam dünyasının şu an içinde bulunduğu durumdan kurtulma mücadelesi zaruri kılıyor; diğer yandan da, İslam mesajının gittikçe Batıyı daha çok etkilemesi vakıası gerektiriyor. Biri, İslam dünyasının boynunun borcu; diğeri, Batı’nın kendini savunma düşüncesinin uzantısı.
Yüz-yüzelli yıldır Batı, İslam dünyasında belirli bir operasyonun icracısı durumunda. İslam dünyasının merkezi otoritesini yıkmış, onun bünyesinden minyatür devletçikler çıkarmış, onlara sistem şablonları sunmuş. Bunun anlamı, İslam dünyasının, Batı stratejisine, daha açıkcası Batı çıkarlarına uygun şekilde dizayn edilmesi demek. Bunun sonuçları ne olmuş?
• İslam dünyası bütünlüğünü kaybetmiş.
• İslam toplumları, İslam dışı sistemlerin avucunda, orijinal İslami kişiliklerini kaybetmişler.
• İslam dünyasının zenginlikleri Batı’nın sömürge alanı olmuş.
• İslam toplumları onurları kırılmış, burunları sürtülmüş, ve insanlığa verecek mesajı olmayan geri topluluklar derecesine indirgenmiş.
Bütün bunlar, birbirleriyle alakalı bir operasyonun sonucu. Ve İslam dünyası açısından bir fasit daire halinde. İslam dünyası bu fasit daireden kurtulmak zorunda. Ve eğer kurtulacaksa Batı ile er geç hesaplaşmak zorunda. Bizim kanaatimiz o ki zaman öyle bir hesaplaşmaya doğru akıyor. Çünkü İslam dünyasında, böyle bir hazırlığın ışıltıları gönüllerde doğmaya başlamış bulunuyor.
• Ümmet şuuru yeniden inşa oluyor.
• İslam toplumları içinde yaşadıkları İslam dışı sistemin farkına varıyorlar ve bundan kurtulmak için çabalıyorlar.
• İslam dünyasının zenginlikleri üzerinde işleyen Batı sömürüsü sorgulanıyor ve iktidarlar kıyasıya sarsılıyorlar.
• İslam toplumları yeniden İslamın izzeti ile buluşuyorlar.
İslam dünyasında bu birikimler arttıkça Batı’da tedirginlik başlayacak. Batı, bir yandan sömürge alanlarını kaybetmemek, diğer yandan da kendi manevi çözülüş sürecine, İslam’ın bir kurtuluş motifi gibi sirayet etmesini önlemek isteyecek. İslam dünyası nerede yücelme birikimi göstermişse orayı bloke etmeye çalışacak. Batı bunu yapacak, çünkü hakim olan o. Peki Müslümanlar ne yapacak?
• Gözaltında olduklarını bilecekler.
• Güçlenmenin bir süreç işi olduğunu unutmayacaklar.
• İslam dünyası, bu güçlenme sürecinde ortaya çıkacak bir erken hesaplaşmanın kendileri aleyhinde olduğunu bilecek.
• Ve bütün bunların bir korkaklık eseri olmadığını bilecek. Çünkü korkak değil, ihtiyatlı olacak.
Şimdilerde hergün yaşanan olaylarla İslam toplumlarının şuuraltına parça parça kazınan ve gittikçe bütüncül görüntüsü ortaya çıkan Batı var: Vahşi Batı, sömürgen Batı, makyavelist Batı, Hristiyanlık değerlerine bağlılıktan ziyade İslam düşmanlığı ile tanımlanılabilecek bir Batı. Bu görüntü İslam toplumlarının Batı ile her karşılaştığı olayda çok çarpıcı biçimde oluşuyor ve İslam toplumlarına hakim Batıcı yönetimlerin tüm karşıt gayretlerine rağmen, ma’şeri vicdandaki “düşman” tipini bütünlüyor. Yaşanan olaylara bir kez daha panaromik bir çerçevede göz atalım:
• Kıbrıs’ta bütün Türkleri geriletmek için Batı’nın göstermiş olduğu çaba,
• Bosna- Hersek’teki insan katliamına Batı’nın seyirci kalması,
• Batı Trakya’da yapılan Yunan zulmünün daima olarak arka plana atılması,
• Amerika’nın Türkiye’ye karşı bir müeyyide olarak kullandığı ermeni meselesi,
• Amerika’nın İsrail’i dişine kadar silahlandırırken çok büyük paralarla alınan F-16’ların bilgisayar donanımını Türkiye’ye vermemesi,
• Rus tankları Bakü sokaklarını kana bularken Batı’nın buna seyirci kalması,
• Batı’nın Türkiye’nin İslam ülkeleri ile ilişkilerine isteği çerçeveyi vermesi ve ilişkilerimizi sınırlandırması,
• Batı’nın Cezayir’de halk istemesine rağmen İslamlaşmanın önüne geçmesi,
Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Ancak sonuç bellidir. İslam dünyası ile batı arasında içten içe bir savaş cereyan etmektedir. Bu savaşın şuurlu ve güçlü tarafı Batıdır. Ve şu anda İslam içinde bulunduğu durumu öğrenmelidir. Bosna-hersek, Filistin, Kıbrıs bunu bize öğretmelidir.
BATI İLE HESAPLAŞMA
İslam dünyası birgün Batı ile hesaplaşacak. Bu kaçınılmaz bir şey. Bunu, bir yandan İslam dünyasının şu an içinde bulunduğu durumdan kurtulma mücadelesi zaruri kılıyor; diğer yandan da, İslam mesajının gittikçe Batıyı daha çok etkilemesi vakıası gerektiriyor. Biri, İslam dünyasının boynunun borcu; diğeri, Batı’nın kendini savunma düşüncesinin uzantısı.
Yüz-yüzelli yıldır Batı, İslam dünyasında belirli bir operasyonun icracısı durumunda. İslam dünyasının merkezi otoritesini yıkmış, onun bünyesinden minyatür devletçikler çıkarmış, onlara sistem şablonları sunmuş. Bunun anlamı, İslam dünyasının, Batı stratejisine, daha açıkcası Batı çıkarlarına uygun şekilde dizayn edilmesi demek. Bunun sonuçları ne olmuş?
• İslam dünyası bütünlüğünü kaybetmiş.
• İslam toplumları, İslam dışı sistemlerin avucunda, orijinal İslami kişiliklerini kaybetmişler.
• İslam dünyasının zenginlikleri Batı’nın sömürge alanı olmuş.
• İslam toplumları onurları kırılmış, burunları sürtülmüş, ve insanlığa verecek mesajı olmayan geri topluluklar derecesine indirgenmiş.
Bütün bunlar, birbirleriyle alakalı bir operasyonun sonucu. Ve İslam dünyası açısından bir fasit daire halinde. İslam dünyası bu fasit daireden kurtulmak zorunda. Ve eğer kurtulacaksa Batı ile er geç hesaplaşmak zorunda. Bizim kanaatimiz o ki zaman öyle bir hesaplaşmaya doğru akıyor. Çünkü İslam dünyasında, böyle bir hazırlığın ışıltıları gönüllerde doğmaya başlamış bulunuyor.
• Ümmet şuuru yeniden inşa oluyor.
• İslam toplumları içinde yaşadıkları İslam dışı sistemin farkına varıyorlar ve bundan kurtulmak için çabalıyorlar.
• İslam dünyasının zenginlikleri üzerinde işleyen Batı sömürüsü sorgulanıyor ve iktidarlar kıyasıya sarsılıyorlar.
• İslam toplumları yeniden İslamın izzeti ile buluşuyorlar.
İslam dünyasında bu birikimler arttıkça Batı’da tedirginlik başlayacak. Batı, bir yandan sömürge alanlarını kaybetmemek, diğer yandan da kendi manevi çözülüş sürecine, İslam’ın bir kurtuluş motifi gibi sirayet etmesini önlemek isteyecek. İslam dünyası nerede yücelme birikimi göstermişse orayı bloke etmeye çalışacak. Batı bunu yapacak, çünkü hakim olan o. Peki Müslümanlar ne yapacak?
• Gözaltında olduklarını bilecekler.
• Güçlenmenin bir süreç işi olduğunu unutmayacaklar.
• İslam dünyası, bu güçlenme sürecinde ortaya çıkacak bir erken hesaplaşmanın kendileri aleyhinde olduğunu bilecek.
• Ve bütün bunların bir korkaklık eseri olmadığını bilecek. Çünkü korkak değil, ihtiyatlı olacak.
Şimdilerde hergün yaşanan olaylarla İslam toplumlarının şuuraltına parça parça kazınan ve gittikçe bütüncül görüntüsü ortaya çıkan Batı var: Vahşi Batı, sömürgen Batı, makyavelist Batı, Hristiyanlık değerlerine bağlılıktan ziyade İslam düşmanlığı ile tanımlanılabilecek bir Batı. Bu görüntü İslam toplumlarının Batı ile her karşılaştığı olayda çok çarpıcı biçimde oluşuyor ve İslam toplumlarına hakim Batıcı yönetimlerin tüm karşıt gayretlerine rağmen, ma’şeri vicdandaki “düşman” tipini bütünlüyor. Yaşanan olaylara bir kez daha panaromik bir çerçevede göz atalım:
• Kıbrıs’ta bütün Türkleri geriletmek için Batı’nın göstermiş olduğu çaba,
• Bosna- Hersek’teki insan katliamına Batı’nın seyirci kalması,
• Batı Trakya’da yapılan Yunan zulmünün daima olarak arka plana atılması,
• Amerika’nın Türkiye’ye karşı bir müeyyide olarak kullandığı ermeni meselesi,
• Amerika’nın İsrail’i dişine kadar silahlandırırken çok büyük paralarla alınan F-16’ların bilgisayar donanımını Türkiye’ye vermemesi,
• Rus tankları Bakü sokaklarını kana bularken Batı’nın buna seyirci kalması,
• Batı’nın Türkiye’nin İslam ülkeleri ile ilişkilerine isteği çerçeveyi vermesi ve ilişkilerimizi sınırlandırması,
• Batı’nın Cezayir’de halk istemesine rağmen İslamlaşmanın önüne geçmesi,
Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Ancak sonuç bellidir. İslam dünyası ile batı arasında içten içe bir savaş cereyan etmektedir. Bu savaşın şuurlu ve güçlü tarafı Batıdır. Ve şu anda İslam içinde bulunduğu durumu öğrenmelidir. Bosna-hersek, Filistin, Kıbrıs bunu bize öğretmelidir.