ingilizce -Kalıp Kelimeler, Öntakılar, Kullanımı, Özellikleri (Özet)

make



Yapmak. bir şeyi imal etmek, meydana getirmek anlamında –yapmak- (do fiili ile karıştırılmamalıdır.)



Örnek: What are you making? –Ne yapıyorsun?-



I am making a table. –Bir masa yapıyorum.-
 
making



Make fiilinin şimdiki zaman çekimi.
 
many

Çok, birçok anlamına gelir ve sadece sayılabilen isimlerle kullanılır.



Örnek: There are so many things to see. Görülecek o kadar çok şey var.
 
more



Daha, daha çok. Örnek: Would you like some more cake? Biraz daha pasta ister misin?
 
most



İkiden fazla heceli veya çift heceli olup da hecelerinden bir tanesi uzun sesli olan sıfatlarda bu



sıfatların önüne most konulur.



Örnek: Hatice is their most careful maid. Hatice onların en dikkatli hizmetçileridir.
 
much



Çok anlamına gelir ve sadece sayılması mümkün olmayan isimlerle kullanılır.



Örnek: Is there much milk in the glass? Bardakta çok süt var mı?
 
must



Yardımcı fiildir. Fiillerin önüne gelerek o fiilin yapılmasının lüzumlu olduğunu ifade eder.



Türkçeye –meli, -malı olarak tercüme edilir. Örnek: I must go. Gitmeliyim.
 
near



Yakında,yanında, yakınında.



Örnek: She is sitting near the guide. Rehberin yanında oturuyor.



Memleket söylenirken anlam değişir.



Örnek: I am from Ankara. – Ankara’lıyım.
 
need



Lüzum, gerek, ihtiyaç. Örnek: The poor man was in need. Yoksul adam ihtiyaç içindeydi
 
not



Değil, yok, olumsuzluk belirten ek. Örnek: They are not tired. Onlar yorgun değildirler.
 
of



Tamlayanı hayvan veya cansız bir varlık olan isimlerle yapılacak isim tamlamalarında



ise Türkçedeki -in- takısının vazifesini of kelimesi görür.



Örnek: The legs of the table are short. -Masanın bacakları kısadır.-
 
off



Kapalı. Örnek: The green light is off. Yeşil ışık sönük (kapalı).
 
on



Üstünde, üzerinde.



Örnek: I am writing on the blackboard. –Karatahtanın üzerine yazıyorum.-



Haftanın günlerinden önce -on- eki kullanılabilir.



Örnek: Come on Sunday. -Pazar günü gel.-
 
one



Türkçede sıfatın sonuna eklenerek yapılan şey İngilizce de one kelimesi ile yapılır.



Örnek: There are two boks on the table. Masamın üstünde iki kitap var.



The yellow one is mine, the red one is my brother’s. Sarısı benimkidir, kırmızısı kardeşimindir.



Muhakkak sıfattan sonra gelir. Sadece sayılabilen isimlerle kullanılabilir.
 
ones



Tekrar edilmemesi istendiği için ikinci defa geçeceği yere one konulan isim çoğul olduğu takdirde one



yerine ones kullanılır.



Örnek: There are some apples on the table. Masanın üstünde birkaç elma var.



Put the red ones in the basket. Kırmızılarını sepete koy.



Muhakkak sıfattan sonra gelir. Sadece sayılabilen isimlerle kullanılabilir.
 
or



yoksa, veya, ya da



Örnek: Would you like a cup of tea or coffee? Bir fincan çay mı yoksa kahve mi istersiniz?
 
other



Diğer, diğeri.



Örnek: This boy is Tom; the other boy is Bill. Bu çocuk Tom’dur; diğer çocuk Bill’dir.
 
others



Diğerleri



Örnek: This vase is better than the others. -Bu vazo diğerlerinden daha iyidir.-
 
out



Dışarı, dışarıda.



Örnek: The girl went out of the room. Kız odadan (dışarı) çıktı.
 
over



Üstünde, üzerinde. On önekinden farklı olarak gösterdiği şeyin altta bulunan şeye değmeyerek



Daha yukarıda ve tam üstünde anlamındadır.



Örnek: There are () black clouds over the hills. Tepelerin üzerinde siyah bulutlar var.
 
Geri
Üst