Demirtaş'tan Öcalan Açıklaması

19
EXE RANK

By BuRç-X #

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
22 Şub 2009
Mesajlar
19,798
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
By BuRç-X #
[COLOR=#030087][B]Seçim[/B][/COLOR] çalışmaları için [COLOR=#030087][B]Diyarbakır[/B][/COLOR]'da bulunan BDP Genel Başkanı Selahattin [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], Ergenekon tutuklamaları, [COLOR=#030087][B]Seçim[/B][/COLOR] çalışmaları, [COLOR=#030087][B]PKK[/B][/COLOR]'nın bitirdiği eylemsizlik süreci, [COLOR=#030087][B]CHP[/B][/COLOR]'nin Kürtçe'nin okullarda seçmeli ders olarak okutulması ve [COLOR=#030087][B]Abdullah Öcalan[/B][/COLOR]'a istenilen ev hapsi ile ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], 2005 yılından sonra [COLOR=#030087][B]AK Parti[/B][/COLOR]'nin TMK, [COLOR=#030087][B]TCK[/B][/COLOR] ve basın kanununda yaptığı yasa değişiklikleri sonrasında muhalefet üzerinde muazzam bir baskının oluştuğunu belirterek,

"Bizim çıkardığımı rakamlara göre, 2005 yılından bu yana 200 bin kişi yargılanmış, 53 bin den fazla dava açılmış, 32 bin civarında da insanın mahkumiyeti kesinleşmiş. Bunlar çok korkunç rakamlardır. Muhalefet üzerindeki baskıya dikkat çekmek için bunları ifade ettim. Tabi ki bu yasa değişikliklerin sorumlusu
[COLOR=#030087][B]AKP[/B][/COLOR] hükümetidir. Sayın Başbakan 'kimse bizi suçlamasın, faturayı kesmesin' diyor. Ama ortaya çıkan tablo gösteriyor ki 2005'te yapılan yasal değişiklikler bugünkü tablonun sorumlusudur. Bu yasa değişikliğini de [COLOR=#030087][B]AKP[/B][/COLOR] hükümeti yapmıştır. Kendini bundan sıyıramaz"dedi.

'KİMSENİN BU YASALAR VE YARGILAMA SİSTEMİ KARŞISINDA GÜVENCESİ YOK'

[COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], hiç kimsenini bu yasalar ve bu yargılama sistemi karşısında güvencesi olmadığını söyledi. [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], şöyle dedi:

"Şu anda hiç kimse kendini yargı güvencesi altında hissedemez. Yani telefonlar dinleniyor, hukuk dışı deliller oluşturuluyor. Bütün bunlar gösteriyor ki yargı nezdindeki siyasallaşma Türkiye'deki adalet duygusunu zaten zayıflamış olan adalet duygusunu iyiden iyiye ortadan kaldırdı. Bu son tutuklamalarda gösterdi ki aslında Türkiye'de muhalif olarak düşünen ve muhalif olarak yaşayan, siyaset yapan, gazetecilik yapan
[COLOR=#030087][B]Aydınlar[/B][/COLOR], yazarlar hiç kimsenin yargı karşısında bir güvencesi yoktur. Hükümeti eleştirmeyi insanlar korkar hale geldiler.

Artık köşelerinde hükümeti eleştirirken yazarlar dikkat etmek ve oto sansür uygulamak durumunda kaldılar neredeyse. Bunu hissetmeyen sadece
[COLOR=#030087][B]AKP[/B][/COLOR] yanlısı çevrelerdir. Onlar rahatça özgürce yazıp çizebiliyorlar, çünkü hükümete eleştirmiyorlar. Hükümetin propagandasını yapmak serbest ama hükümeti eleştirmek sizi her hangi bir yasadışı örgüt ile bağlantılandırmak için yeterli hale gelebiliyor.

Bu vahim durumun ortadan kalkabilmesinin tek yolu yasalarda ciddi şekilde değişiklikler yapabilmektir. Anayasanın, TMK,
[COLOR=#030087][B]TCK[/B][/COLOR] ve basın kanunun değişmesi gerekir. Değişmesi artık zorunluluktur aksi taktirde bu baskı döneminde kurtulmak imkansızdır. Durum öyle hale geldi ki kimin eli kimin cebinde kestirebilmek çok zor. Hukuku ve yasaları isteyen istediği şekilde kullanabiliyor. Deliller yaratabiliyor, muhaliflerini bastırabiliyor. "

'SEÇİM, KÜRTLER İÇİN BİR ÇEŞİT REFERANDUM OLACAKTIR'

BDP lideri
[COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerin Türkiye'de özellikle Kürt sorununun çözümü açısından en kritik [COLOR=#030087][B]Seçim[/B][/COLOR] olacağını söyledi. [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], "Özellikle Türkiye'de Kürtler birlikte yaşamdan yanadır.

Bu artık tartışılmaz bir konudur, birlikte yaşamanın statüsü ne olacak, anayasada nasıl bir değişiklerle Türkiye kendi iç sorunlarını Kürt sorununu nasıl çözecek, bu seçimin sonuçları biraz bunları belirleyecek. Dolaysıyla bir çeşit referandum diyebiliriz. Ama bu referandum sadece BDP'ye verilen oylarla ortaya çıkabilecek bir durum değil.

Türkiye'nin her tarafından yaşayan Türk olsun Kürt olsun herkes artık vatandaşlık statüsünün eşit hak ve özgürlükler çevresinde ele alınması konusunda bir talebe sahiptir. Sadece Kürtler açısından değil Türkiye'de yaşayan herkesin devletle olan statüsünü belirleyecek bir
[COLOR=#030087][B]Seçim[/B][/COLOR] olacaktır. Biz BDP olarak mevcut grubumuzu 2'ye katlayabilecek bir hedefe ulaşmaya çalışıyoruz" dedi.

'
[COLOR=#030087][B]CHP[/B][/COLOR]'DEKİ DEĞİŞİM, KÖTÜNÜN İYİSİDİR'

[COLOR=#030087][B]CHP[/B][/COLOR]'nin, Kürtçe'nin okullarda seçmeli ders olarak okutulması ile ilgili [COLOR=#030087][B]Seçim[/B][/COLOR] bildirgesini de değerlendiren [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], şöyle dedi:

"Şüphesiz ki bu olumlu olur.
[COLOR=#030087][B]CHP[/B][/COLOR]'nin kültürel haklar konusunda daha demokratik yaklaşması daha olumlu olur. Ama Kürt sorununu bir bütün olarak ele alıp bütünlüklü olarak çözmek dışında hiçbir şansımız yoktur. Bugüne kadar partimiz dışında Kürt sorununa bütünlüklü yaklaşabilen siyasi haklar, ekonomik hakları, kültürel haklar başlıklarını tümü ile ele alan ve her birine makul çözüm üretebilen başka hiçbir parti çıkmadı. Ama [COLOR=#030087][B]CHP[/B][/COLOR]'deki bu değişim yani kötünün iyisidir olumlu dur diye düşünüyorum"

'EYLEMSİZLİĞİN SON BULDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'

[COLOR=#030087][B]PKK[/B][/COLOR]'nın bitirdiğini açıkladığı eylemsizlik kararını da değerlendiren[COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], eylemsizliğin son bulduğunu düşünmediğini, [COLOR=#030087][B]PKK[/B][/COLOR]'nın bu konuda açıklama yaptığını belirtti. [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], şöyle dedi:

"Tabi ki Türkiye'de bu meseleyi yeterince doğru bir yerden tartışamadı. Şimdi bir tarafta İmralı'da süren görüşmeler var, artık bu gizli saklı değil. Bu görüşmelerin neye vardığı ne tür somut gelişmelerin olduğunu bilmiyoruz. Hükümet bu konuda açıklamada yapmıyor. Ama biz her şeye rağmen eylemsizliğin korunması ve Türkiye'de çatışmaların yaşanmaması konusunda BDP olarak bir sağduyuya sahibiyiz. Buna rağmen partimizi suçlayan ve BDP'yi bir gerilimden yana gösteren hükümet, bugün ortaya çıkan gerilimin aslında en büyük sorumlusudur. Sürekli BDP'yi suçlayarak ve BDP üzerinden Kürt sorununu içinden çıkılamaz bir hale getirerek, hükümet politika üretmeye ve oy toplamaya çalışıyor. Oysa ortada bir gerim varsa bu BDP'den kaynaklı değil. Ortada bir Kürt sorunu var. Ve bunu çözmeyen bir hükümet gerilimin en büyük nedenidir. . Bunu perdelemek için için sürekli BDP'yi suçluyor. Sanki BDP sorunu çözmek için birinci derecede sorumludur gibi bir yaklaşım sergiliyor. Bizim temennimiz Türkiye'nin barışçım bir ortamda seçime gidebilmesidir. Bunun asgari koşulları en azından çatışmasızlığın korunabilmesidir. Hükümet te bu konuda daha sağduyulu davranmalıdır'

'KÜRT SORUNU, ÖCALAN'IN EV HAPSİNE ALINMASINDAN İBARET DEĞİL"

[COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], İmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken [COLOR=#030087][B]Abdullah Öcalan[/B][/COLOR]'ın ev hapsine alınması ile ilgili tartışmalarını de değerlendirdi. [COLOR=#030087][B]Demirtaş[/B][/COLOR], bu konuda şunları söyledi:

"Şimdi bu konuya da hükümetin yaklaşımı son derece yetersiz ve konuyu anlamaktan uzak bir yaklaşımdır. Kürt sorunu sayın Öcalan'ın ev hapsine alınmasından ibaret değildir. Hiç kimse bunu ifade etmedi. Kürt sorununun çözümünün kolaylaşması için bu tür gelişmelerin olması lazım. Yoksa Kürtlerin sorunu kültürel, sosyal, ekonomik, siyasal sorunlardır. Fakat bu sorununun çözümüne giderken sorununu muhatapları ile kurulan ilişki önemlidir. Sivil toplum örgütleri ve DTK'nın yaptığı çağrı budur. Yoksa Öcalan'ın ev hapsine alınması demek Kürt sorununun çözüldüğü bittiği anlamına gelmez. Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıran gelişmeler olur bunlar. Tabi ki hükümet bu konuları değerlendirmek durumundadır"
 
Geri
Üst