6
EXE RANK
kanuLt0
Fexe Kullanıcısı
Formasını aldılar, ama...
O vazgeçmemenin, inatçılığın, emeğin, profesyonelliğin Beşiktaş’ta ete kemiğe bürünmüş hali... Yenilgiyi asla kabul etmeyen, beğenilmeyen, yerine her sene çuvalla para ödenerek getirilen onlarca yıldızı kulübeye mahkum eden profesyonellik timsali. Onu hep göndermek istediler, Avrupalı olmadığı için bıyık bükerek baktılar, emeğinin-azminin karşısında hep teslim oldular. Soyunma odasında yaptığı hatanın ardından da fırsatı buldular. Formasını aldılar ama taraftarın sevgisini-aşkını alamazlar. İbrahim’e bu hafta yapılacak sevgi gösterileri dilerim Beşiktaş’lı duruşunu dillerinden düşürmeyen yöneticilere de nasip olur! Gençler, birini örnek alacaksanız eğer o İbrahim Üzülmez’dir.
Hakan Can
Deli gibi...
Beşiktaş’ta yaşananlara değil de, yapılanlara akıl erdirmek çok zor. Üzülmez’e reva görülen son, asla ciddi bir müessesenin işi olamaz. Bu karardan sonra ne ortaya sunulan gerekçelerin, ne de Üzülmez’e yapılan jestin anlamı yok. Biliyoruz suç büyük, belki de affı mümkün değil. Ancak şekil olarak keyfi. Tekke krizi bile daha doğru yönetilmişti. Bu ne şimdi? Çok özel bir olaymış, mahremiyet odasında gerçekleşmiş! Çok daha trajik olanı, Beckham’ın Ferguson’a küfrü ve yediği krampon dünyada yankılanmıştı. Ama aylar sonra... Böyle mi bir çırpıda bitirdiler? Beşiktaş’tan bir Üzülmez geçti. Deli gibi oynadı, deli gibi gitti. Giderken ipi de İbrahim Toraman’ın boynunda bıraktı.
Basri Baykoç
Üzülmez üzdü
Öncelikle belirteyim, Beşiktaş tarihinin en pahalı sol bekiydi. On senedir Beşiktaş’a 50-60 milyon Euro’ya mâl oldu. Yerine alınanların hepsi kulübede kaldı ya da gönderildi. Üzülmez ise daima sahadaydı. 11 seneye bir bakın, dolu dolu geçti. Kimlerin soyunma odalarında ne kavgalar yaptığını anlatsak Brezilya dizisi olur! Bazı kaptanlar diğer topçulara, “Ben duşumu alıp eve gidiyorum, beni arayacaksın evden, sonra duşa gireceksin” derdi. Beşiktaş kaptanı soyunma odasında da olsa, saygı duyacaksın. O kadar! Maalesef bu kayıp hasarsız atlatılamadı. Güle güle Kaptan.Ben şimdi çocuklarım için, altyapı için kimden krampon isteyeceğim?
Yemen Ekşioğlu
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Bir gün Nasreddin Hoca’nın
eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya baslamış.
Birisi; “Hocam, niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın?” demiş.
Diğeri; “Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor?” diye konuşmuş.
Bir başkası daha da sert çıkmış: “Hocam, kusura bakma, ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir
ahırın bile yok. Nereden baksan dökülüyor.”
Hoca ‘DELİ’ye dönmüş: “Yahu iyi güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok!”
O vazgeçmemenin, inatçılığın, emeğin, profesyonelliğin Beşiktaş’ta ete kemiğe bürünmüş hali... Yenilgiyi asla kabul etmeyen, beğenilmeyen, yerine her sene çuvalla para ödenerek getirilen onlarca yıldızı kulübeye mahkum eden profesyonellik timsali. Onu hep göndermek istediler, Avrupalı olmadığı için bıyık bükerek baktılar, emeğinin-azminin karşısında hep teslim oldular. Soyunma odasında yaptığı hatanın ardından da fırsatı buldular. Formasını aldılar ama taraftarın sevgisini-aşkını alamazlar. İbrahim’e bu hafta yapılacak sevgi gösterileri dilerim Beşiktaş’lı duruşunu dillerinden düşürmeyen yöneticilere de nasip olur! Gençler, birini örnek alacaksanız eğer o İbrahim Üzülmez’dir.
Hakan Can
Deli gibi...
Beşiktaş’ta yaşananlara değil de, yapılanlara akıl erdirmek çok zor. Üzülmez’e reva görülen son, asla ciddi bir müessesenin işi olamaz. Bu karardan sonra ne ortaya sunulan gerekçelerin, ne de Üzülmez’e yapılan jestin anlamı yok. Biliyoruz suç büyük, belki de affı mümkün değil. Ancak şekil olarak keyfi. Tekke krizi bile daha doğru yönetilmişti. Bu ne şimdi? Çok özel bir olaymış, mahremiyet odasında gerçekleşmiş! Çok daha trajik olanı, Beckham’ın Ferguson’a küfrü ve yediği krampon dünyada yankılanmıştı. Ama aylar sonra... Böyle mi bir çırpıda bitirdiler? Beşiktaş’tan bir Üzülmez geçti. Deli gibi oynadı, deli gibi gitti. Giderken ipi de İbrahim Toraman’ın boynunda bıraktı.
Basri Baykoç
Üzülmez üzdü
Öncelikle belirteyim, Beşiktaş tarihinin en pahalı sol bekiydi. On senedir Beşiktaş’a 50-60 milyon Euro’ya mâl oldu. Yerine alınanların hepsi kulübede kaldı ya da gönderildi. Üzülmez ise daima sahadaydı. 11 seneye bir bakın, dolu dolu geçti. Kimlerin soyunma odalarında ne kavgalar yaptığını anlatsak Brezilya dizisi olur! Bazı kaptanlar diğer topçulara, “Ben duşumu alıp eve gidiyorum, beni arayacaksın evden, sonra duşa gireceksin” derdi. Beşiktaş kaptanı soyunma odasında da olsa, saygı duyacaksın. O kadar! Maalesef bu kayıp hasarsız atlatılamadı. Güle güle Kaptan.Ben şimdi çocuklarım için, altyapı için kimden krampon isteyeceğim?
Yemen Ekşioğlu
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Bir gün Nasreddin Hoca’nın
eşeği çalınmış. Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca her kafadan bir ses çıkmaya baslamış.
Birisi; “Hocam, niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın?” demiş.
Diğeri; “Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor?” diye konuşmuş.
Bir başkası daha da sert çıkmış: “Hocam, kusura bakma, ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir
ahırın bile yok. Nereden baksan dökülüyor.”
Hoca ‘DELİ’ye dönmüş: “Yahu iyi güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok!”