11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin üçüncü devresidir. Bugün de devam etmekte olan bu devre, 1908 meşrutiyetinden sonra başlar. Bu yeni devrenin 1908 meşrutiyetinden sonra başlayan ve Cumhuriyete kadar devam eden ilk safhası Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin başlangıç devri mahiyetindedir bu kısa devirde çok süratli bir şekilde ortaya çıkan yeni [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin yanında [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] henüz tamamıyla sahneden çekilmiş değildir. Fakat lam manasıyla son günlerini yaşamakta ve umumi dil olmaktan çıkarak muayyen kalemler tarafından tutulmağa çalışılan hususî bir dil durumuna düşmüş bulunmaktadır.
Hâsılı bu devir. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın son örnekleri ile Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin ilk örneklerinin yan yana bulunduğu devirdir, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın bu son örneklerine yeni dil gittikçe fazla sokulduğu gibi, yeni dilin ilk örneklerinde de bazı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] unsurlar, eskimiş bazı kelimeler, bazı terkipler görülmektedir. Yukarıda da söylediğimiz gibi değişiklik bir neslin hayatı içinde ortaya çıktığı için [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan yeni dilin ilk örneklerine bu şekilde ufak tefek taşmalar olmuştur. Fakat yeni dil bu küçük taşmalardan bu ilk devre içinde kendisini süratle kurtarmış, temiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin sayısız örneklerini vererek [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’yı kısa zamanda gerilerde bırakmıştır Öyle ki Cumhuriyet deri başlarken [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] artık çoktan ölü bir dil hâline gelmiş ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bütün ufukları Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sine açılmış bulunuyordu.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sini [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan ayıran başlıca hususiyet onun yabancı unsurlar karşısındaki durumudur, Dilin iç yapısı, yani [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] bakımından Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin bu iki devresi arasında bir devre farkı olmadığını, bu iki devrenin yabancı unsurlar bakımından ayrı devreler teşkil ettiğini yukarıda da açıklamıştık. Yabancı unsurlar bakımından bu iki devre arasında gerçekten çok büyük bir fark vardır. Bu farkın en ehemmiyetli tarafı terkipler bakımından olan ayrılıktır. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si terkipsiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’dir.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin en belirli vasfı budur. Bu bakımdan Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si Bütün [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin en temiz devridir, Az ve basit olmakla beraber Eski Anadolu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde yabancı terkipler vardı. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] tam mânâsıyla terkipli dil demektir. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si ise [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] terkiplerden kurtulmuş olduğu mesut devridir. Bir dil, yabancı bir dilin tesirinde kalabilir, Bu tesir, lügat hazinesinde. yani kelime sahasında kaldığı müddetçe ne kadar aşırı olursa olsun dil için bir tehlike teşkil etmez. Fakat kelime sahasını aşar ve kelime guruplarına, cümle sahasına el atarsa dilin yapısı tehlikeye girer. dilin gidişi çığırından çıkar.
Dilin, yapısını ayakta tutabilmek üzere bunlara mukavemet edebilmesi için çok sağlam bir bünyeye sahip bulunması lâzımdır. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’da [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’ye korkunç bir nisbette karışan [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR] ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] terkipler de bu şekilde kelime sahasında kalmayan, cümle sahasına giren yabancı unsurlardı. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin bünyesi çok sağlam olduğu için bunlara asırlarca mukavemet edebilmiş ve zamanı gelince onlardan kolaylıkla silkinerek kendi yapısı ile baş başa kalmıştır.
Fakat bu yabancı unsurlar onun ifade kabiliyeti için çok zararlı olmuşlar, onun gelişmesine asırlarca çelme takmışlardır. İşte Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sini [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan ayıran en büyük vasıf, onun bu şekilde terkipsiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] olmasıdır. Bu sebeple [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın sonları ile Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin başlarında karşımıza çıkacak örnekleri de bu kıstasa göre ayırmak icap eder. Elimizdeki örneğin dili, terkipsiz ise [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR], terkipsiz ise Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sidir.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si terkipler dışındaki yabancı unsurlar bakımından da [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan çok farklıdır. Bir kere Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’daki yabancı çekim edatlarından, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] çokluk yapmak gibi yabancı kaidelerden de kurtulmuştur. Sonra yabancı kelime sayısı büyük ölçüde azalmış ve azalmaktadır. Fakat, bir kısmı konuşma diline de yerleşmiş olduğu için, Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde bugün hâlâ pek çok [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR] ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] kelime vardır.
Bu hususta Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin en temiz devri değildir. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] ile mukayese edilemeyecek kadar temiz bir durumda olmakla beraber, Eski Anadolu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinden daha çok yabancı kelime ihtiva etmektedir. Demek ki Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde yabancı unsur olarak yalnız çok sayıda [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] kelimeler kalmıştır. Bu arada bazı terkipler de görülür, fakat bunlar tek kelime muamelesi gören klişeleşmiş şeyler olup, sayıları da çok azdır. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin diğer devrelerden bir farkı da batı dillerinden bazı yabancı kelimeler almış olmasıdır.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde cümle yapısı da büyük bir aydınlığa kavuşmuştur. Bu devrede [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR] cümlesi eski devrelerdeki karışık ve mânâsız uzunluğun dan kurtulmuş, kısa, derli toplu yanlışsız cümle hâline gelmiştir.
[COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sine geçiş, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]ni konuşma diline yaklaştırmak suretiyle olmuştur. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR], konuşma dilinden çok uzaklaşmış derece sun’î bir [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] idi. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]ni daima temiz kalan konuşma diline yaklaştırınca [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] kolaylıkla [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’yi bulmuş ve sun’i [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] tarihe karışmıştır. Esasen [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’ye sokulmuş olan yabancı unsurlar [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] gibi gerek menşe, gerek yapı bakımından [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] ile hiç ilgisi bulunmayan bir Sâmi, bir Hind-Avrupa dilinden gelme idi.
Bu sebeple bu unsurlar [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin bünyesi içinde daima yabancı kalmış ve büyük sun’iliğe dayanan iğreti durumlar, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] konuşma dili kaynağına dönünce çabucak sarsılarak üçüzlü sun’î dil en kısa zamanda yıkılıp gitmiştir. Yazı dili konuşma diline yaklaştırılırken tabiî öteden beri kültür merkezi olarak [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] bakımından esasen [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin dayandığı konuşma diline sahip bulunan muhitin dili, yani İstanbul [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si esas alınmıştır. Bu sebeple bu gün [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] yani Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si hemen hemen İstanbul konuşma dilinin, İstanbul [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin aynidir. Yazı ve konuşma dili olarak ikisi arasındaki fark en aşağı bir derecededir.
Hülâsa, ana çizgileri ile başlıca vasıflarını belirttiğimiz Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si bugün tam bir özleşme, güzelleşme gelişme hâlindedir. Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si bu son devre ile çok hayırlı bir yola girmiş ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bütün gelişme ufukları açılmıştır. Kuvvetli bir [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] olmak üzere gelişme yoluna giren Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin yürüyüş hızı devre boyunca memnunluk verici bir seyir göstermiş. 1928’de eski harflerin terk edilmesinden sonra ise büsbütün artmıştır. Bu devirde son zamanlarda bile arada sırada [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] bazı şiirler yazıldığı da görülmektedir. Fakat ölü dille yazılmış olan bu bir kaç şiir şüphesiz ancak tarihi birer hatıradan ibarettir.
Hâsılı bu devir. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın son örnekleri ile Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin ilk örneklerinin yan yana bulunduğu devirdir, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın bu son örneklerine yeni dil gittikçe fazla sokulduğu gibi, yeni dilin ilk örneklerinde de bazı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] unsurlar, eskimiş bazı kelimeler, bazı terkipler görülmektedir. Yukarıda da söylediğimiz gibi değişiklik bir neslin hayatı içinde ortaya çıktığı için [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan yeni dilin ilk örneklerine bu şekilde ufak tefek taşmalar olmuştur. Fakat yeni dil bu küçük taşmalardan bu ilk devre içinde kendisini süratle kurtarmış, temiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin sayısız örneklerini vererek [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’yı kısa zamanda gerilerde bırakmıştır Öyle ki Cumhuriyet deri başlarken [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] artık çoktan ölü bir dil hâline gelmiş ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bütün ufukları Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sine açılmış bulunuyordu.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sini [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan ayıran başlıca hususiyet onun yabancı unsurlar karşısındaki durumudur, Dilin iç yapısı, yani [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] bakımından Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin bu iki devresi arasında bir devre farkı olmadığını, bu iki devrenin yabancı unsurlar bakımından ayrı devreler teşkil ettiğini yukarıda da açıklamıştık. Yabancı unsurlar bakımından bu iki devre arasında gerçekten çok büyük bir fark vardır. Bu farkın en ehemmiyetli tarafı terkipler bakımından olan ayrılıktır. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si terkipsiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’dir.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin en belirli vasfı budur. Bu bakımdan Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si Bütün [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin en temiz devridir, Az ve basit olmakla beraber Eski Anadolu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde yabancı terkipler vardı. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] tam mânâsıyla terkipli dil demektir. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si ise [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] terkiplerden kurtulmuş olduğu mesut devridir. Bir dil, yabancı bir dilin tesirinde kalabilir, Bu tesir, lügat hazinesinde. yani kelime sahasında kaldığı müddetçe ne kadar aşırı olursa olsun dil için bir tehlike teşkil etmez. Fakat kelime sahasını aşar ve kelime guruplarına, cümle sahasına el atarsa dilin yapısı tehlikeye girer. dilin gidişi çığırından çıkar.
Dilin, yapısını ayakta tutabilmek üzere bunlara mukavemet edebilmesi için çok sağlam bir bünyeye sahip bulunması lâzımdır. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’da [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’ye korkunç bir nisbette karışan [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR] ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] terkipler de bu şekilde kelime sahasında kalmayan, cümle sahasına giren yabancı unsurlardı. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin bünyesi çok sağlam olduğu için bunlara asırlarca mukavemet edebilmiş ve zamanı gelince onlardan kolaylıkla silkinerek kendi yapısı ile baş başa kalmıştır.
Fakat bu yabancı unsurlar onun ifade kabiliyeti için çok zararlı olmuşlar, onun gelişmesine asırlarca çelme takmışlardır. İşte Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sini [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan ayıran en büyük vasıf, onun bu şekilde terkipsiz [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] olmasıdır. Bu sebeple [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’nın sonları ile Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin başlarında karşımıza çıkacak örnekleri de bu kıstasa göre ayırmak icap eder. Elimizdeki örneğin dili, terkipsiz ise [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR], terkipsiz ise Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sidir.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si terkipler dışındaki yabancı unsurlar bakımından da [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan çok farklıdır. Bir kere Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’daki yabancı çekim edatlarından, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] çokluk yapmak gibi yabancı kaidelerden de kurtulmuştur. Sonra yabancı kelime sayısı büyük ölçüde azalmış ve azalmaktadır. Fakat, bir kısmı konuşma diline de yerleşmiş olduğu için, Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde bugün hâlâ pek çok [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR] ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] kelime vardır.
Bu hususta Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin en temiz devri değildir. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] ile mukayese edilemeyecek kadar temiz bir durumda olmakla beraber, Eski Anadolu [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinden daha çok yabancı kelime ihtiva etmektedir. Demek ki Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde yabancı unsur olarak yalnız çok sayıda [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] kelimeler kalmıştır. Bu arada bazı terkipler de görülür, fakat bunlar tek kelime muamelesi gören klişeleşmiş şeyler olup, sayıları da çok azdır. Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin diğer devrelerden bir farkı da batı dillerinden bazı yabancı kelimeler almış olmasıdır.
Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sinde cümle yapısı da büyük bir aydınlığa kavuşmuştur. Bu devrede [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR] cümlesi eski devrelerdeki karışık ve mânâsız uzunluğun dan kurtulmuş, kısa, derli toplu yanlışsız cümle hâline gelmiştir.
[COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR]’dan Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’sine geçiş, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]ni konuşma diline yaklaştırmak suretiyle olmuştur. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR], konuşma dilinden çok uzaklaşmış derece sun’î bir [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] idi. [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]ni daima temiz kalan konuşma diline yaklaştırınca [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] kolaylıkla [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’yi bulmuş ve sun’i [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] tarihe karışmıştır. Esasen [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’ye sokulmuş olan yabancı unsurlar [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Arapça[/FONT][/COLOR], [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Farsça[/FONT][/COLOR] gibi gerek menşe, gerek yapı bakımından [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] ile hiç ilgisi bulunmayan bir Sâmi, bir Hind-Avrupa dilinden gelme idi.
Bu sebeple bu unsurlar [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’nin bünyesi içinde daima yabancı kalmış ve büyük sun’iliğe dayanan iğreti durumlar, [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] konuşma dili kaynağına dönünce çabucak sarsılarak üçüzlü sun’î dil en kısa zamanda yıkılıp gitmiştir. Yazı dili konuşma diline yaklaştırılırken tabiî öteden beri kültür merkezi olarak [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR] bakımından esasen [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin dayandığı konuşma diline sahip bulunan muhitin dili, yani İstanbul [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si esas alınmıştır. Bu sebeple bu gün [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] yani Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si hemen hemen İstanbul konuşma dilinin, İstanbul [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin aynidir. Yazı ve konuşma dili olarak ikisi arasındaki fark en aşağı bir derecededir.
Hülâsa, ana çizgileri ile başlıca vasıflarını belirttiğimiz Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si bugün tam bir özleşme, güzelleşme gelişme hâlindedir. Batı [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]’si bu son devre ile çok hayırlı bir yola girmiş ve [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türk[/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR]nin bütün gelişme ufukları açılmıştır. Kuvvetli bir [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]yazı dili[/FONT][/COLOR] olmak üzere gelişme yoluna giren Türkiye [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Türkçe[/FONT][/COLOR]sinin yürüyüş hızı devre boyunca memnunluk verici bir seyir göstermiş. 1928’de eski harflerin terk edilmesinden sonra ise büsbütün artmıştır. Bu devirde son zamanlarda bile arada sırada [COLOR=#000000][FONT=Arial Black]Osmanlıca[/FONT][/COLOR] bazı şiirler yazıldığı da görülmektedir. Fakat ölü dille yazılmış olan bu bir kaç şiir şüphesiz ancak tarihi birer hatıradan ibarettir.