11
EXE RANK
~TiM[e]-oVeR~
Fexe Kullanıcısı
Puanları
0
Çözümler
0
- Katılım
- 2 Kas 2008
- Mesajlar
- 11,101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Web sitesi
- www.google.com
El Sanatları
Kahramanmaraş'ta bakırcılık ve ağaç oyma işi çok eskilere dayanmaktadır. Hala günümüzde
ağaç oyma işi tekniği ile ev dövme işi hala sürdürülmektedir.
Bakır malzemeler arasında turistik nitelikte olan vazo, saksılık, tepsi, mangal bol miktarda
yapılarak ülkemiz içine ve hatta dış ülkelere kadar gönderilmektedir.
Bakırcılık ve ağaç oymacılığı yanı sıra eski bir el sanatı olan Kahramanmaraş işi sim-sırma
işlemeciliği sanatı üzerine yapılan eserlerin güzelliği turistlerin yakın ilgilerini toplamaktadır.
İşleme Sanatı
Nesilden nesile gelen EL sanatlarının içinde İŞLEME sanatı günümüzde de önemle devam etmektedir.
Teknolojinin değişmesine rağmen göz nuruna dayalı El işinin yeri başkadır.İnsanoğlunun meydana getirdiği uygarlıklar El sanatı ile iç içe yaşamıştır.Toplumun üretim zevk ve biçimlerinden kaynaklanan EL işi vazgeçemiyeceğimiz kültürel bir olgudur.
İşleme sanatı’nın mitolojide ve efsanelerde de sözü geçmektedir.
İlyada efsanesinde ODEYESEOS kılık değiştirerek LUKOMEDA’nın evine gider bohçasındaki işlemeleri gösterir. Mitolojide ise MUSA peygamberin kızı NEOMA’nın gergefinin bulunduğundan bahsedilir.
Batı sanatını etkileyen MEZEPOTAMYA uygarlığında mısırlı hanımların kıyafetinde işleme sanatının zerafet içerisinde süslendirildiği görülmüştür.
Anadolu da yapılan arkeolojik kazılarda iğneler bulunmuştur. Bu iğneler neolajik çağdan beri Anadolu da göz nuru iğne ile yapılan işlemelerin varlığını ortaya koymaktadır.
Kahramanmaraş’ta Hitit uygarlığına ait yapılan kazılarda çıkan kadın ve çocuk giysilerinde göz nuru nakışların varlığı tespit edilmiştir.
İşlemelerde geometrik düzen , simetri ve sonsuzluk prensibine bağlı kalınarak çiçek,yaprak motifleri çeşitli renklerde ipek ipliklerle , sırma ve simlerle işlenerek meydana gelen nakışlar birer sanat şahaserleridir.
İşleme sanatında sim,sırma ile altına deri konularak işlenen dünyada haklı bir gurura sahip MARAŞ İŞİ sim sırma sanatı ,TÜRK toplumunun ruh zenginliğinin,yeteneğinin ve gücünün en güzel örneklerindendir. Tarihi Selçuklulara kadar dayanır.
Maraşişinin Osmanlı Sarayınada girmesi Kahramanmaraş yöresinde hüküm süren DULKADİROĞLU beyinin kızı emine hatun ( CELEBİ MEHMET’e ) gelin giderken çeyizindeki sim sırma işleri saray erkanının dikkatini çekmiş , çok beğenilmiş yine ( FATİH SULTAN MEHMET’e ) gelin giden ( SİDDİ MUKRİME HATUN’nun ) çeyizlerindede bu nadide EL sanatı olan MARAŞ İŞİ sim sırmaların oluşu Rumeli’ye kadar tanınmasına sebep olmuştur.
Sarayların ve konakların haremlerin’de yaşayan hanımların çeyiz hazırlarken yaptıkları işlemeler sultanlar tarafından da işlendiği için kıymeti günümüze kadar sürüp gelmiştir.
Kahramanmaraş'ta bakırcılık ve ağaç oyma işi çok eskilere dayanmaktadır. Hala günümüzde
ağaç oyma işi tekniği ile ev dövme işi hala sürdürülmektedir.
Bakır malzemeler arasında turistik nitelikte olan vazo, saksılık, tepsi, mangal bol miktarda
yapılarak ülkemiz içine ve hatta dış ülkelere kadar gönderilmektedir.
Bakırcılık ve ağaç oymacılığı yanı sıra eski bir el sanatı olan Kahramanmaraş işi sim-sırma
işlemeciliği sanatı üzerine yapılan eserlerin güzelliği turistlerin yakın ilgilerini toplamaktadır.
İşleme Sanatı
Nesilden nesile gelen EL sanatlarının içinde İŞLEME sanatı günümüzde de önemle devam etmektedir.
Teknolojinin değişmesine rağmen göz nuruna dayalı El işinin yeri başkadır.İnsanoğlunun meydana getirdiği uygarlıklar El sanatı ile iç içe yaşamıştır.Toplumun üretim zevk ve biçimlerinden kaynaklanan EL işi vazgeçemiyeceğimiz kültürel bir olgudur.
İşleme sanatı’nın mitolojide ve efsanelerde de sözü geçmektedir.
İlyada efsanesinde ODEYESEOS kılık değiştirerek LUKOMEDA’nın evine gider bohçasındaki işlemeleri gösterir. Mitolojide ise MUSA peygamberin kızı NEOMA’nın gergefinin bulunduğundan bahsedilir.
Batı sanatını etkileyen MEZEPOTAMYA uygarlığında mısırlı hanımların kıyafetinde işleme sanatının zerafet içerisinde süslendirildiği görülmüştür.
Anadolu da yapılan arkeolojik kazılarda iğneler bulunmuştur. Bu iğneler neolajik çağdan beri Anadolu da göz nuru iğne ile yapılan işlemelerin varlığını ortaya koymaktadır.
Kahramanmaraş’ta Hitit uygarlığına ait yapılan kazılarda çıkan kadın ve çocuk giysilerinde göz nuru nakışların varlığı tespit edilmiştir.
İşlemelerde geometrik düzen , simetri ve sonsuzluk prensibine bağlı kalınarak çiçek,yaprak motifleri çeşitli renklerde ipek ipliklerle , sırma ve simlerle işlenerek meydana gelen nakışlar birer sanat şahaserleridir.
İşleme sanatında sim,sırma ile altına deri konularak işlenen dünyada haklı bir gurura sahip MARAŞ İŞİ sim sırma sanatı ,TÜRK toplumunun ruh zenginliğinin,yeteneğinin ve gücünün en güzel örneklerindendir. Tarihi Selçuklulara kadar dayanır.
Maraşişinin Osmanlı Sarayınada girmesi Kahramanmaraş yöresinde hüküm süren DULKADİROĞLU beyinin kızı emine hatun ( CELEBİ MEHMET’e ) gelin giderken çeyizindeki sim sırma işleri saray erkanının dikkatini çekmiş , çok beğenilmiş yine ( FATİH SULTAN MEHMET’e ) gelin giden ( SİDDİ MUKRİME HATUN’nun ) çeyizlerindede bu nadide EL sanatı olan MARAŞ İŞİ sim sırmaların oluşu Rumeli’ye kadar tanınmasına sebep olmuştur.
Sarayların ve konakların haremlerin’de yaşayan hanımların çeyiz hazırlarken yaptıkları işlemeler sultanlar tarafından da işlendiği için kıymeti günümüze kadar sürüp gelmiştir.