Pir Sultan Abdal Deyişleri (Şiirleri)

HAKİKAT BİR GİZLİ SIRDIR

Hakikat bir gizli sırdır,
Açabilirsen gel beri.
Küfr içinde iman vardır,
Seçebilirsen gel beri.

Şüphe getirme gönlüne,
Hak perde çeker önüne.
Dondan bir gömlek eğnine,
Biçebilirsen gel beri.

Ata ana kavim kardaş,
Olduk Hak ehline yoldaş.
Can ile baştan ey kardaş,
Geçebilrsen gel beri.

Pir Sultan'ım ere yettik,
Vardık pir damenin tuttuk.
Biz ağuyu bala kattık,
İçebilirsen gel beri.
 
HASRETİNLE BENİ HASTA EYLEDİN

Hasretinle beni hasta eyledin,
Halımı sormaya yar sen mi geldin?
Şu garip gönlümün bağı bostanı,
Ayvası turuncu nar sen mi geldin?

Bülbüller ötüyor dostun bağında,
Arzum yarım kaldı göğsün ağında.
Ellerim kelepçe cellat uğrunda,
Kollarım çözmeye car sen mi geldin?

Abdal Pir Sultan’ım, sen seni düşün,
Güzelsin sultanım bulunmaz eşin.
Giyinmiş kuşanmış türlü kumaşın,
Bezenmiş bedestan şar sen mi geldin?
 
HASRETİNLE BENİ ÜRYAN EYLEDİN

Hasretinle beni üryan eyledin,
Beklerim yolların gel efendim gel.
Gönül kuşu kalktı cevlan eyledi,
Beklerim yolların gel efendim gel.

Evvel ahir sensin dönmezem senden,
Meyl ü muhabbetin çıkar mı candan?
Gönül göç eyledi kevn ü mekandan,
Beklerim yolların gel efendim gel.

Tevarih çoğaldı da hadden aştı,
Urum sofuları bildiğin şaştı,
Şimdi gayret Şah-ı Merdan'a düştü,
Beklerim yolların gel efendim gel.

Horasan'dan kalktı Hind'i yararak,
Top top olmuş hariciler kırarak,
Bendelerin Şah'ına yalvararak,
Beklerim yolların gel efendim gel.

Bozuldu yolcular yollarda kaldı,
Ayin erkan gitti dillerde kaldı,
Bendelerin zayıf hallerde kaldı,
Beklerim yolların gel efendim gel.

Pir Sultan'ım Allah Allah diyelim,
Gelin nikabını elden koyalım,
Takdir böyle imiş biz ne diyelim,
Beklerim yolların gel efendim gel.
 
HATALAR EYLEDİM NOKSANDIR İŞİM

Hatalar eyledim, noksandır işim,
Tövbe günahıma estağfurullah.
Muhammet Ali'ye bağlıdır başım,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Şah Hasan Hüseyin balkır nur ise,
İmam Zeynel sır içinde sır ise,
Özümüzde benlik kibir var ise,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Muhammet Bakır'ın izinden çıkmam,
Şah İmam Cafer'den gayrıya bakmam,
Hatıra değip de gönüller yıkmam,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Musa-yı Kazım'a daim niyazım,
Ali Irıza'ya bağlıdır özüm.
Eksiklik noksanlık hep kusur bizim,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Taki ile Naki benziyor aya,
On'ki İmam kusurlara kalmaya.
Ettiğimiz kötü işler bed-huya,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Hasan Askeri'nin gülleri bite,
Mehdi gönlümüzün g***** ata.
Söylenen yalana kova gıybete,
Tövbe günahıma estağfurullah.

Pir Sultan Abdal'ım Bağdat Basıra,
Böyle güne kaldık böyle asıra.
Sen keremkanısın kalma kusura,
Tövbe günahıma estağfurullah.
 
HAYALİ GÖNLÜMDE YADİGAR KALAN

Hayali gönlümde yadigâr kalan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
Darı geç üstünde namazın kılan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Ali'dir cümle dillerde söylenen,
Kispetini krallardan bürünen,
Cebrail'e nur içinde görünen,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Aslan olup yol üstünde oturan,
Selman'a destinde nergis getiren,
Kendi cenazesin kendi ***üren,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Yer gök arasına nizamlar kuran,
Ak kağıt üstüne yazılar yazan,
Engür şerbetini Kırklar'a ezen,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Terkisine Muaviye bindiren,
Hamza Pehlivan'a deve gönderen,
Yezit'in gözüne perde indiren,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.

Pir Sultan'ım der ki: Ummana dalan,
Yezit'in kalbini gümana salan,
Bin saatlik yolu kuşlukta alan,
Allah bir Muhammet Ali'dir Ali.
 
HAZRET-İ ALİ'NİN DEVRİ YÜRÜYE

Hazret-i Ali'nin devri yürüye,
Ali kim olduğu bilinmelidir.
Alay alay gelen gaziler ile,
İmamlar'ın öcü alınmalıdır.

Kendini teslim et bu Serçeşme'ye,
Er odur ki yarın senden şaşmaya.
Bin gaziye bir münafık düşmeye,
Din aşkına kılıç çalınmalıdır.

Yeryüzünde kızıl taçlar bürüye,
Münafık olanın bağrı eriye.
Sahib-i zamanın emri yürüye,
Mehdi kim olduğu bilinmelidir.

Çağırırlar filan oğlu filana,
Ne itibar yezit kavli yalana.
Kılıcı Arş'tadır doğru gelene.
Ya ser verip ya ser alınmalıdır.

Pir Sultan'ım eydür: Ey Dede Dehman,
Kendini çevret de ondan gel heman.
İstanbul şehrinde ol Sahib-i zaman,
Tac-ü Devlet ile sallanmalıdır.
 
HAZRET-İ ŞAH'IN AVAZI

Hazret-i Şah'ın avazı,
Turna derler bir kuştadır.
Asası Nil deryasında,
Hırkası bir derviştedir.

Nil deryası umman oldu,
Sarardı gül benzim soldu.
Bakışı arslanda kaldı,
Darbı dahi bir koçtadır.

Ali'm bilmezdi benliği,
Dilde tutmazdı kinliği.
Zülfikar'ın keskinliği,
Zerrecesi kılıçtadır.

Özen güzel Ali'm özen,
Var kendine bir yar kazan.
Hayrını şerrini yazan,
Sağ yanında feriştedir.

Nerde Pir Sultan'ım nerde?
Özümüz asılı darda.
Yemen'den öte bir yerde,
Dahi Düldül savaştadır.
 
HER NE CEVREYLESEN ÜSTÜME ALMAM
(DOSTUM DOSTUM)

Her ne cevreylesen üstüme almam,
Bana şirin gelir dillerin dostum.
Hercai olana meylimi vermem,
Kış ola tutula yolların dostum.

Meyil vermem müraiye şaşkına,
Özün yetir bir kamile pişkine.
Ali'yi seversen pirin aşkına,
Gel dola boynuma kolların dostum.

Ağyar olan ayıbını bildirir,
Sağ yar olan Hak mizanın buldurur.
Engel girmiş gonca gülün yoldurur,
Dök zülfün yüzüne tellerin dostum.

Umarım onmasın benden ayıran,
Bağa nadan girmiş sevdiğim uyan.
Kula dulda ise Allah'a ayan,
Senden ayrılalı ağlarım dostum.

Abdal Pir Sultan'ım, gülüm yolmuşlar,
Şu benim yarime nice kıymışlar.
Umarım dünyaya malın vermişler,
Sensiz şu dünyayı n'eylerim dostum.
 
HER SABAH HER SABAH ANKA-YI DEVRAN

Her sabah her sabah anka-yı devran,
Ne hub dertli dertli ötersin bülbül.
Gafildim de bir taş çıktı elimden,
Va'den tekmil imiş yatarsın bülbül.

Yumurtadan çoğ imiş zaydır emeğin,
Sana Hak'tan geldi budur dileğim.
Emir Hakk'ın emri taşı n'eyleyim?
Va'den tekmil imiş yatarsın bülbül.

Sana senden oldu, hiç benden bilme,
Bir taş değme ile düşüp de ölme.
Sefil Pir Sultan kusuruna kalma,
Va'den tekmil imiş yatarsın bülbül.
 
HER SABAH HER SABAH YÜZÜME GÜLME

Her sabah her sabah yüzüme gülme,
Kalbinde Hakk'ın yok dilinden gayrı.
Adet eylemişsin dara durmayı,
Alnında günah çok terinden gayrı.

Dil ile her yola varmak istersin,
Varıp o dil ile geri dönmezsin.
Hak cemine varıp Hakk'ı görmezsin,
Karşında kız ile gelinden gayri.

Kız, geline bakan sofu değildir,
Kalbinin ecesi safi değildir.
Gelme sen Hak ceme yeri değildir,
Gelsen de yerin yok külhandan gayrı.

Derde düş oluben derman ararsın,
Nereden gelip de nere gidersin?
Her geldikçe sen yüzüme gülersin,
Gerçeğin görmedim yalandan gayri.

Pir Sultan Abdal'ım hakkına bakar,
Kamil olan çatlar gönlümü yıkar.
Kötünün kokusu komşuya sızar,
Gelse hayrın görmez şerinden gayrı.
 
HEY ERENLER BİR HAYALE UĞRADIM

Hey erenler bir hayale uğradım,
Gafilim bu yere geldim bu gece.
Garip düştüm kimse bilmez halimden,
Kadir Mevla'm eyle yardım bu gece.

Katar katar zibalar, sen ben güzel,
Yaran güzel, sohbet güzel, cem güzel.
Doldur doldur doluları sun güzel,
Sanırım Kadir'e erdim bu gece.

Bülbül gibi şakır m'ola dilleri?
Sema döner kadeh tutan elleri.
Firdevs bahçesinde gonca gülleri,
Aklıma geldi de derdim bu gece.

Pir Sultan'ım faş eylemez bu sırrı,
Etrafımız almış ihlasla peri.
Huri midir, melek midir her biri?
Sanırım cennete girdim bu gece.
 
HIZIR PAŞA BİZİ BERDAR ETMEDEN

Hızır paşa bizi berdar etmeden,
Açılın kapılar şaha gidelim.
Siyaset günleri gelip yetmeden,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Gönül çıkmak ister şahın köşküne,
Can boyanmak ister Ali müşküne.
Pirim Ali on'ki imam aşkına,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Her nereye gitsem, yolum dumandır,
Bizi böyle kılan ahd-ü amandır.
Zincir boynum sıktı hayli zamandır,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Yaz selleri gibi akar çağlarım,
Hançer aldım, ciğerciğim dağlarım.
Garip kaldım, şu arada ağlarım,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Ilgın ılgın eser seher yelleri,
Yare selam eylen urum erleri.
Bize peyik geldi şah bülbülleri,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Bir taze sevgidir, yeni beğendim,
Anam, atam yoktur vere öğüdüm.
Kıyman beyler kıyman, ben genç yiğidim,
Açılın kapılar şaha gidelim.

Pir Sultan'ım eydür: Mürvetli şahım,
Yaram baş verdi, sızlar ciğergahım.
Arşa direk direk olmuştur ahım,
Açılın kapılar şaha gidelim.
 
HIZIR PAŞA BİZİ BERDAR EYLEDİ

Hızır Paşa bizi berdar eyledi,
Kesti kollarımı, kızak bağladı.
İşiten muhipler hep kan ağladı,
Açılın zindanlar pire gidelim.

Kalenin kapısı taştan, demirden,
Yanlarım çürüdü yaştan, yağmurdan.
Bir kimsem de yok ki, dellal çağırtam,
Açılın zindanlar pire gidelim.

Kalenin kapısı taştan çıkılmaz,
Penceresi yüce şaha bakılmaz.
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz,
Açılın zindanlar pire gidelim.

Çıkarım bakarım kale başına,
Mümin müslim olan gider işine.
Bir ben mi düşmüşüm can telaşına?
Açılın zindanlar pire gidelim.

İlimi sorarsan köyümdür Banaz,
Yakılsın yıkılsın ol kanlı Sivas.
Bir ben ölmeyinen cihan yıkılmaz,
Açılın zindanlar pire gidelim.

Pir Sultan Abdal'ım, hey Hızır Paşa,
Yazılanlar gelir sağ olan başa.
Hasret koydun beni kavim kardaşa,
Açılın zindanlar pire gidelim.
 
HIZIR PAŞA GİBİ ZALİM VAR İSE

Hızır Paşa gibi zalim var ise,
Ne yapayım benim de bir ahım var.
Senin tuğlu padişahın var ise,
Benim arkam kalem bir Allah'ım var.

Şol icra Tanrı'sız yatmaz uyumaz,
Kimsenin hakkını kimseye komaz.
Hünkar sağır olmuş, ünümü duymaz,
Masumlar boğdurur padişahım var.

Gönül verdim ikrar verdim Haydar'a,
Geçmem beni etseler pare pare.
Irafızı diye çektiler dara,
Acep benim bunda ne günahım var?

Pir Sultan Abdal'ım yed-ullahımız,
Batına hükmeder padişahımız.
Sahip çıkar miskin kul'Allah'ımız,
Şefaat edecek güzel Şah'ım var.
 
HİÇ BİLMEDİM SABAHTA SARI NEDEN

Hiç bilmedim sabahta sarı neden,
Gelip şu iklime girip anneden.
Şu kalbimin masum olduğu neden,
Bilemedim eksik halim kusurum.

Bahçede açılmış gülleri derem,
Çok badeler içtim gönül coşuram,
Değilim kazancı çiğler pişirem,
Bilemedim eksik halim kusurum.

Defterine kalem salıp gelenler,
Pirine arz edip yolun sürenler,
Pişmiş her kaplardan kısmet alanlar,
Bilemedim eksik halim kusurum.

Pir Sultan'ım, niyet eden gitmeye,
Kim can u gönülden hizmet etmeye,
Hak erenlerine gönül katmaya,
Bilemedim eksik halim kusurum.
 
HOCAM BANA İLİMLERİ SORARSA

Hocam bana ilimleri sorarsa,
Hak Muhammed Ali derdim okurum.
Kur’an’ın kilidi İhlâs-ı şerif,
Hasan u Hüseyn’i sevdim okurum.

Pirim Hacı Bektaş Zeyn-el’Abâ’ya,
Gündüzün güneşin gecedir aya.
Bunda bir gün doğar yoksula baya,
Anın divanına durdum okurum.

Ali’dir virt olan cümle erlere,
Muhammet Bâkır’dan İmam Cafer’e.
Hazret-i Hızır gibi gerçek ere,
Anın divanında durdum okurum.

Gönül bir deryâdır dolar eksilmez,
Değme bir gönüle güher konulmaz.
Bu bir gizli sırdır kimseler bilmez,
Musâ-yı Kâzım’ı sevdim okurum.

İmam-ı Rıza’dan müşkülüm kandı,
Muhammet Takî’den Nakî’ye vardı.
Hocam bana ilim dedi uyardı,
Sabahın seyrinde virdim okurum.

Hasan-ül-Askerî Mehdî çıkınca,
İsâ Peygamber’i vezir dikince,
Doksan bin er Horasan’dan kopunca,
On İki İmam’a yardım okurum.

Pir Sultan’ım, Hak Muhammet Ali’den,
Tâ ikrârım vardır Kalû Beli’den.
Şefaat umarım güzel Veli’den,
Muhammet Ali’yi sevdim okurum.
 
HORASAN'DAN KALKTI SÖKÜN EYLEDİ

Horasan'dan kalktı sökün eyledi,
Elestü deminin yeli geliyor.
Urum abdalları akın eyledi,
Boşandı Kevser'in suyu geliyor.

Geldi Cebrail’e buyurdu name,
Yazdılar yayıldı Urum’a, Şam’a.
Yanınca pir geldi Bektaş Urum’a,
Şu kavn-i mekana dolu geliyor.

Urum abdalları indirdi başın,
Yürütü Urum’un kayasın taşın,
Dediler Ali’dir bildiler neslin,
Tanrının aslanı Ali geliyor.

Urum erenlerin arttı firakı,
Dikildi arş-ı alanın direği.
Yayıldı sofrası, yandı çerağı,
Hakk’ın da bir kudret eli geliyor.

Buna şahit yerin göğün meleği,
Kabul oldu müminlerin dileği.
Kadıncık Ana’nın duydu kulağı,
Pîrim Hacı Bektaş Veli geliyor.

Pîrim Sultan’ım hile katmaz aşına,
Yol ehlini karıştırmaz işine.
Cihanı cem eyledi hep başına,
Tanrının aslanı Ali geliyor.
 
HÛ ERENLER BİR MÜŞKÜLÜM VAR BENİM

Hû erenler bir müşkülüm var benim,
Server Muhammed'in nuru nerdedir?
Aşka düştüm gece gündüz yanarım,
Muhammed Ali’nin nuru nerdedir?

Serim verdim erenlerin yoluna,
Gönül arzu çeker cennet bağına.
Ol Muhammed Mustafa'nın nuruna,
Uğrayan mürurun yolu nerdedir?

Yedisi sırdadır, ayandır beşi,
Allah'a malumdur her kulun işi.
Üç yüz altmış altı deryanın başı,
Akan ırmakların gölü nerdedir?

Yalancı dünyanın varın getiren,
Zemheride gonca gülün bitiren,
Güvercin donuna girmiş oturan,
Hünkar Hacı Bektaş Veli nerdedir?

Pir Sultan'ım eydür: Üçler, Yediler,
Yolun kılıncını yolda kodular.
Dil verip de şöyle kılınç dediler,
On iki İmam'ın yolu nerdedir?
 
HÜ DEDEM ÇAĞIRDIM GERÇEK ERLERE

Hü dedem çağırdım gerçek erlere,
Pirim var n'eyleyim dünya malını?
Çünkü varacağım kara yerlerdir,
Ölüm var n'eyleyim dünya malını?

Hazreti Ali'yi gördüm batında,
Zülfikar elinde, Düldül altında.
Erenler yanında pirler katında,
Malım var n'eyleyim dünya malını?

Gönlümü gönderdim dünya dolaşa,
Gökten kısmet yağıp kullar üleşe.
Pirim Ali ile Hakk'a ulaşa,
Ali'm var n'eyleyim dünya malını?

Gönlümü gönderdim neye erecek?
Gönül ile güzel Hakk'ı bulacak.
Hakk'ın divanına doğru varacak,
Yolum var n'eyleyim dünya malını?

Pir Sultan Abdal'ım, biçare fakir,
Mümin bahçesinde bülbüller şakır.
Muhammet Ali'nin alnında balkır,
Nurum var n'eyleyim dünya malını?
 
HÜ DİYELİM GERÇEKLERİN DEMİNE

Hü diyelim gerçeklerin demine,
Gerçekierin demi nurdan sayılır.
On'ki imam katarına düzülen,
Muhammet Ali'ye yardan sayılır.

İhlas ile gelen bu yoldan dönmez,
İkilikten geçip birliğe ermez.
Eri Hak görmeyen Hakk'ı hiç görmez,
Gözü bakar amma körden sayılır.

Bir talip ki ikrarında durursa,
Çerağ gibi yanıp yağı erirse,
Eksikliğin kendisinde görürse,
O da erdir gerçek erden sayılır.

Üç gün imiş şu dünyanın safası,
Safasından artık imiş cefası.
Gerçek erenlerin nutku nefesi,
Biri kırktır kırkı birden sayılır.

Pir Sultan Abdal'ım Bağdat'tır vatan,
İkilikten geçip birliğe yeten,
Erenler yoluna kıl ü kal satan,
Yolun dikenidir hardan sayılır.
 
Geri
Üst