Sana sevmeyi öğrettim… Ama sen beni sevmedin…

11
EXE RANK

~TiM[e]-oVeR~

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
2 Kas 2008
Mesajlar
11,101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.google.com
~TiM[e]-oVeR~
meyi öğrettim… Ama sen beni sevmedin… Bir Eylül günü… Susmak için yazıyorum bu sefer…
Şehrin ortasında kalan yanımdan bahsediyorum…
yani, senden, yani bizsizlikten çoraklaşmış kelimelerimden…
Yani buruşturulmus kirli bir peçete gibi burusturdugun adımdan,
yani sevdama ağıtlar yakan çocuk yüreğimden,
yani ellerimle mezara koydugu yanakları al al kızımdan,
yani gidişinin tamda eylül tadından…

Kırgınım üstelik sana…

Beni geceye mahkum eden her faniye olduğundan daha çok…Kaynakwh: Kaynakwh: [IMG]http://www.webhatti.com/smiley.gif[/IMG] [IMG]http://www.webhatti.com/smiley.gif[/IMG]
Kendimi ararken kör karanlıkta,
elma dedim, ölüm çıktı karşıma…
Oysa sen “işte bu sana ölümlerine bedel” dediğim “mucizemdin”
hafızamda aşk var,
karıştırıyorum galiba…
Mucizeler güzel bitmez miydi?

Her hangi iki insanın karşılaşamayacağı gibi karşılaşmıştık seninle
Birbirine kıyısı olmayan kentleri komşu yaptık önce
Ve sonra daldım gözlerine
Gri kentlerin beyaz çocukları kadar siyahtı gözlerin…
ellerin üşürdü, ağlardım… ellerin üşürdü, yanardım…

Kırgınım sana…

bir oyunun tamda ortasındaydım
Saklanıyordum içimden
Kaçıyordum…
Sobelemeye hiçte niyetim yoktu üstelik
Adım geceydi ve gece saklıyordu yara izlerini
Sonra gökyüzünden bir cemre düştü ışıl ışıl
Aydınlandım, yakalandım, sobelendim…
Artık yaralarım belli oluyordu…

Gözyaşı ile karışık bir acıma tadında uzattın ellerini…
Anne tarafına denk gelmiştim sanırım
Kabuklarım vardı ya; kan oldu şimdi…

Masal dedim, olsa olsa masal dedim sana
Çünkü hiçbir şefkat bu kadar acıtmıyordu canımı
ve hiçbir şehir ben olmuyordu sen olmayınca
Mekansızdım yani ama geceydim
Bütün şehirlerin üstüne seriliyordum her günbatımında
ama senin şehrine gün olan başkaydı,
gün tadındaydı ve gece lüzumsuzdu…

Kırgınım sana güzel insan…

Bir tek sen bilirdin yarımlığımı
Beni sahiden leyleklerin getirdiğini
ve en az bir leylek ailesi kadar yuvaya sahip olduğumu bir sen bilirdin
Anne ve baba diyemeyişimi leyleklerin dilsizliğine verdiğimi bir sen bilirdin

Gene saçmalıyorum sanırım öyle ya seni ne kadar sevdiğimi de bilirdin…

Hani koşarak, kaçarak gelirdin bazen…
Neden demezdim; öylesine derdin
Anlat derdim; Susardın
Susma derdim; ağlardın
Ağlama derdim Niye derdin
Boğuluyorum derdim; Susardın…
Niye sustuğunu bilirdim, ağlardım…
çaresizdim

Kırgınım sana işte…
Neden deme…
Kırılacak kadar olan hiçbir şeyim yokta onun için
Beyaz sen kadar kimseye yakışmıyor ;
onun için, aynalar canımı acıtıyor,
gece artık beni saklamıyor ve kızım,
Kardelen’im ölüler ülkesinde karlar altında üşüyor onun için

Hadi yüzüne o maskeyi tak şimdi
Çehren değişsin
Bana yabancı olduğun maskeyi tak
Adım yine önemsiz bir harf dizilimi olsun
Hadi tak o maskeyi şimdi
Gözündeki izlerimi silsin

Belki de kırgınım sana

Öyle bir gittin, karanlık daha bir kör buralarda
Faili belli bir intiharsın şimdi
Avazım çıktığı kadar bağırsam ne değişir
İç kanamalı susmalar düştü payıma
Darağacındaki kelimelerim intikam peşinde yüreğimden
ve sen ne de olsa bir şehrin her hangi bir yerinde,
kimsenin görmediği kan izleriyle elindeki resmi yırtıp rüzgara bırakan,
gözyaşı Kızıldeniz bir yabancısın şimdi…

Şairin dediği gibi : Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça…

Ve yazacaklarım bitmedi… Ölürsem belki…!!
 
Geri
Üst