Kalbin Ağlasada Gülümse İnadına ..! Şiir Arşivi

en zor unutulan
en geç gelenin
en önce gidip
en olmadık sözle
enine boyuna bizi yoketmesidir..

turkuaz gülüşlerimi
dostluğunla ısıttığım "karanlık"
pazarlıksız seven bir yüreği
gerekirse öldür
ama asla
pazarlık konusuna mahkum etme

aşk kurşunla değil de
tetiğe basmakla ölürmüş
 
Canım yanıyor...

kaLsaydın diyesöyLeyemedikLerim gittikten sonra yüreğime ağır geLiyor..
şimdi ardından sesLendikLerimyutkunurkenboğazıma takıLıyor...
 
korkma senden hiçbişeyini istemiyorum artık..
yaLnız..gün oLurda sahipsiz bi bakışın oLursa..
onu bana sakLa oLur mu?
 
hep bir düş
hep bir bekleyiş..

bu yeditepeli şehrin
ıslak köşelerine sinmiş
binlerce hüzün
nefes almadan yaşanmış beraberlikler de
yada
nefes almak için beklemelerde
her biri dağıldı aynanın sırlarında
ne seven gerçekten belli edebildi sevdiğini
ne de özlenen gelebildi özlenmeden..
kırık bir plak gibi
yedi tepeli bu şehirde
hep çalındı
yeniden

yeniden....
 
kör kişiye kahin densin diye mi
geleceği sorarız
oysa çıkışa giden yol tek..
sadece seni sevmiyorum demek
ve dönmek gerek..

...

"bazen
dönmek
gerekir
sonu görünen yoldan.."
 
Boş bir çerçeve elimde kalan
Hangi mutluluğun resmini koysam
Biliyorum o tebessümlerin hepsi yalan
Boş bir çerçeve elimde kalan
Bir rol verdiler oynadık senle
Gün geldi ve kapandı perde
Bir elimde bavulum... Ve
Boş bir çerçeve...
 
_Kesmiştim ümidimi senden.. Gelmedin..!
Vazgeçtin benden…
_Ben mi, Seni seven çocuk.. ?? sen baksana benim gözlerime hele bi
bitmiş solmuş bir sevginin izine rastlayabiliyor musun??
Böyle ışıl ışıl bakarlar mıydı seni sevmeseler..?
Ya sevdiğin şapkam, olur muydu başımda hiç??
_Peki ya ben??
hep bıraktığın günkü gibi bekledim zerresini bile eksiltmeden
Sevgimin..
Asıl seven benim, sen değil..!
Neden gittin beni bırakıp??
Çok ağladım.. gözüme toz kaçtı numaralarını yemiyor artık kimse
Hırçına da çıktı adım senin yüzünden
Ben yine hep iki tane aldım o sevdiğimiz kalpli şekerlerden..
Ama sen yoktun ki..
Bakkal amca bile seni sordu..
Omuzlarımı silkip dudaklarımı büküp çıktım…
Ve hep sakladım senin şekerlerini..
Hiçbirini yemedim..
Bak bugün de kaldı elimde şekerin..!
Yoksun diye sen, koyamadım hiç tebessüm dudaklarıma..
_Kırmızıyı çok severdin.. güllere de vurgundun ya bu yüzden
Gül istemiştin ya hani benden
İşte Bak kucağımda güllerle..! geldim ben sana..
_Bu kadar uzun mu sürdü bana güller getirmek..??
_Biliyorum biraz uzun oldu
Oysaki yüreğimden bir tutam sevgi de serpiştirip öyle ektim toprağa
Hızlı büyümeleri için..
Her gün suladım hep gülümsedim sana gülümsermiş gibi..
Onlar senindiler ya; seni anlattım sana bol bol..
Ama yinede beklettiler..!Ben de bekledim..!
Zaman aldı büyümeleri ama bak büyüttüm işte!
Ellerimle, sevgimle, şevkatimle ,tebessümümle
Ve en güzeli ruhumda sakladığım sevginle büyüttüm
Sana getirmek için ..!
Her birine sevgimi işledim nakış nakış..
Kokla bak; sen ve ben kokuyorlar ..
 
Kalk git diyorum içimden kendime, kalk git uzağa
Kulağındaki müzik bitene kadar yürü, ağladığın kadar koş
Aya dokunana kadar yürü uzaklaş, düştüğün yer yakınlarına uzak olsun
 
Gülmedi senden sonra bir an olsun inan yüzüm
Sensizim bundan sonra ağlayacak gönül gözüm
Sustu hep senden sonra konuşmadı dilim
Tutmadı tutmayacak elinden başka elim.
 
Hislerimi susturmayı sen öğrettin bana;
avaz avaz haykırdığım sevdalı sözlerimin
dönüp dolaşıp kendi kalbimi vurduğu zamanlarda anladım duygularımın aciz ve yetersizliğini.
Karşına geçip soramıyorum ki neden böylesin sen?
Ya da anlayamıyorum ki neden böyleyim ben?
Hangimiz yanlışız
hangimiz doğru çözemiyorum inan.
Peşine düştüğüm bir hayalin tükeniş anını yaşıyorum belkide...
Varlığından bile emin değilim artık!...
 
Al beni gidelim buradan
Yada ben gideyim senden
Gideyim,
Gidiyorum diye üzülme
Çekmem gözlerimi gecenden...
Hatırlatırım sana kendimi,
Anlamsız bir rüyanın son hecesinde...
Yarın sabah olmasada
Bir sabah kalkacaksın
Her sabahtan erken, hiç gerek yokken
Dudaklarındaki tebessüm güldürecek insanları
Hep sevecekler seni
Benim seni hep sevdiğim gibi...

Anlamadın di mi?
Gittim ama mutluluğu bıraktım kanına! ..
 
Unutmak istedim
Seni bir kere olsun
Unutmak istedim
Yüreğime gözlerin düşmesin
Adın biran olsun aklıma gelmesin istedim.
Kendimi boşluğa salmak
O yokluğu bilmek istedim
Unutmak istedim
Uçurumdan düşerken
Aranılan bir dal gibi
Sensizlik ne demekmiş bilerek
Derinden ah çekerek
Seni en baştan hatırlamak istedim.
 
Sen bana kanat takmadan uçmasını öğrettin okyanusların engin sularında.
Nefes alma ihtiyacı duymadan, bir şişenin içerisinde,
İnsanların sevecen bakışlarına biblo olarak sundun.
Renkler kullanılmadan yapılmış bir Van Gogh tablosuydum senin elinde...
İçinde ,
Hiçbir şey olmayan boş bir defteri okurken sen,
ağladım ben...

Yeni doğan çocuğa bakıp Allah'ın hala insanlardan ümitli olduğunu düşündüm,


Sen yanımdayken...
Nefes alırken diğer insanlar için endişelendim,
Ölmesinler havasızlıktan diye...
Savaştan kaçan insanların, ölen insanlardan fazla olduğunu görünce sevindim
Azınlığın yanında olmadığım için.

Her çift gözün benim gözümle sana baktığını görünce kızdım
Yağmur tanrısı olup şimşeklerime emretmek geldi içimden
"Onları azınlığa katın!"diye.
Diz çöküp yere,
Kelebeklerin ömrünü uzatması için yalvarman,
Yetti onları affetmeme

Hiçbir insanın yalnız yaşayamayacağını öğrettin sen
"Yanında ben olacağım" derken
Peki hiç düşünmedin mi
Bir gün sensiz kalacağımı?
Kaldığım gün kanadı kırıldığı için uçamayan
Tek kanadıyla çırpınırken
Yerden kalkan toz bulutunun arasında
Bir kedinin öğle yemeği mi olacaktım
Veya kışa hazırlık yapmak için, bir lokma ekmek bulmak uğruna
Yolunu bulamayan,
Gökyüzünden düşen bir yağmur tanesinin altında boğulan
Kısmetsiz bir karınca mı yoksa

Ben senin gece yarısı yüzünü kirden fark edemediğin
O karanlık yüzlü çocuğun kahve köşelerinde
Titremeyi dahi göze alıp bir gazoz kapağı daha bulmaya çalışan
O çocuğun biriktirdiği gazoz kapakları gibi sindirdim içime
Ve sevdim

Biriktirdiklerimin teselli ödülü dahi yoktu senden bana
Ben de biriktirdiklerimi satmaya başladım satırlarımla
Hep satıyorum, hep satıyorum...
Hem de sıfırdan başlamıştım satmaya
Yazdıkça azalıyorum,
bitiyor,
yok oluyorum
Yazıyorum, yazıyorum, yazıyorum...
Galiba... ÖLüyorum
 
bir gün sen de anlayacaksın
kalabalıklardan kaçıp
dizlerini karnına kadar çekip ağlayacaksın
işteo an özleyeceksin
eski sevgilini değil
pili bitmiş oyuncak ayını.
yanından ayırmadığın, yatarken sarıldığın saflığını
tel sarar kızıma tel sarar diyen babana benzemeyecek her erkeğin gözler .
o küçük kız çocuğu değilsin artık
ama birgün sen de ağlayacaksın!
kenarları dantelli elbisesiyle
saçlarıı ördüğün oyuncak bebeğini
nereye koyduğunu htırlaman gerektiğini anlayacaksın!
tel sarar kızıma tel sarar diyen babana benzemeyecek her erkeğin gözleri.
 
Yalnızca yağmur yağdığında seviyorum bu şehrin insanlarını...
Herkesin yüzü gözü ıslak,
Başları eğik omuzlarının arasında...
Yağmur yağdığında... Herkes...
Benim hep olduğum gibi...
 
Hansel & gratel kadar kaybolmuş hissediyorum kendimi...
Elimde kalanlar birkaç yanık kibrit...
Ne kırmızı başlıklı kız olup büyük annemi / annemi kurtarabildim
Ne de pollyanna gibi iyimserlik abidesi olabildim...
Kuzuyum sadece
Hayat denen kurt kapıda !
 
Ayrılığın en kötü tarafı nedir bilir misiniz ?
Sen ayrılırsın ama eşyalar kalır...ama bazen duvardaki saat bile onu hatırlatır...
Sen unutmaya çalışıyorsundur
 
Belki de ölümün gizli provasıdır ayrılık...
Aldığın her nefes yalnızlığın zabtına geçmiştir
Gülümsemelerin solduğu yüz çukurlarından savruluyor
Aşkın imla hataları;
Virgüllerin beli kırılır satır ortalarında
Ve noktasız, sorusuz, işaretsiz
Hatta ünlemsiz satır sonları...


Gidenden sadece "hatıralar" kalır
Boylu boyunca pişmanlıklar uzanır dözyaşlarınla deştiğin yastık kenarlarına
Zaman durmuş gibi gelir sana, herşey bitmiş gibi
Sona yaklamış gibi susakalırsın kapı diblerinde
Giden, gider velhasıl
Perdelerimden taşınır güneş
Varlığında konuşmayan duvarlar, cümleleri sırtına yüklenip
Kirpiklerinde oyalanır kuru ayazlar
Giden, daha gitmeden gömer seni
Ve sen, sesini yitirmiş bir rüzgar gibi kalakalırsın mevsimlerin ayak ucunda
Sonra konuşmak, deli haykırmak istersin
Ama beceremezsin...


Sonra ömür boyu susmak, ya da delice ağlamak istersin...
Onu da beceremezsin...
Saklasan da içindeki yalnızlığı, seni ele verir ıslak kirpiklerin....

Akşamın karanlığı düşer ayak uçlarına
İcinde birikmiş özlemi anlatacak birisini ararsın, ya da sıcak bir omuz
Ama bulamazsın
Kimsesizliğin sert rüzgarı yalpalar yüzünü ve sonunda pes edersin
Yenilirsin
Sonra da esaretin başlar gri gökyüzünün altında...



Gün gelir ölümü arar olursun
Yenilgiyi kabul etmiş bir asker gibi diz çökersin mağlubiyetin iki yüzlü gölgelerine
Ve beklerken ölümün saatsiz sırasını, gözetlerken Azrail`in gececeği tozlu yolları
Kelimelerinle yalnızlığın kıyısına kusarsın çığlıklarını.
Gözyaşın akmaz sanırsın, oysa iç cebinde biriktirdiklerin ayrılığın tek şahididir.
Baktığın her kadın gideni hatırlatıyorsa
Dudaklarında yüreğin yavaş yavaş soluyorsa, susmaya mecbursun
Yalnızlığın ayak dibine düşmüşsen bir kere, kalkmak için bir el arama etrafında..
Ve boşa çabalama, artık yenilmişsindir
Tüm zaferler senin eserindir artık...




Hayata cezalar kesercesine, hala sol yanım içten ice kanamakta
Hala cerahatı bitmemiş bir ayrılığın narkozunda yüreğim
Ve soğuk parmak uçlarım, ısrarla onun adını gökyüzüne karalamakta...

Sensiz ölmeyi göze alıp ölemiyorsam
Uzaklarda senin saçlarına değil de, başkasının saçlarında dolaşan ellerini hala özlüyorsam


Hala sevilmektesin, hala bendesin
Hala yüreğimde "aşka" demlenmektesin...





Bir zamanlar elele dolaştığımız sokaklarda, anılarımızı ve gül kokunu hala arıyorsam
Saatleri duvarları mıhlayıp, hep aynı şarkıyı dinleyip
Rüzgarın kovalandığı caddelerde sana arkası dönük olanları hep "sen" zannedip
Senin olmadığını anladığımda yüreğimi topuklarımda eziyorsam
Demek ki hala ben de yaşamaktasın
Hala ben de nefes almakta, hala ben de " dua dua " kanamaktasın...






Belki de yaşadıklarım acıdır
Ama aşk her acıya göğüs gerip gideni hala sevebilmektir...
Aşk belki de imkansızlığın dudaklarına mıhlanmış tek kelimedir
Ya da cümlelerin namlusundan, yüreğine saplanan kanlı bir gözyaşıdır.
"Belki de sensiz aşk;
Ayrılığına göğüs gerip, bir yudum gülüşünle hiç gitmemecesine seni yaşayabilmektir..."

"Belki de sensiz hayat;
Ölümün önsözünde birkaç cümlelik olsa da, mutluluğa senin adını yazabilmektir....."
 
aşk acısı olmayan bir şiir tarifin var mı üstad?


yüreğime yapışan bir günahı
deşip çıkarmak zamanı gelmişti çoktan
ah! ne büyük günahtı seni sevmek


gölgenin yalan sıcağından sıyrılırken
gölgemin titrek adımları
korkarım;
kapat ışıkları
gerçekleri görmeyeyim


- - -


şeytan uyma bana / sana uyduğum yerde kal - gitmeliyim


verdiğin sözden döndüğün yolda
büyürken ihanetin sancılı, soğuk duvarı
bini bir para pişmanlığının


zehirli çiçeğin yalancı rengine aldanmış
aldatmışken sen
ve ben aldatılmış....


yaşadığımı ancak bir ölü anlayabilir
seni içimde ölmeliyim


- - -


avuçlarımdan taşan duaları yudum yudum iç Tanrı'm / ziyan olmasın


aklımın ucundan gelip geçen korkuların tecavüzünde duygularım
kaybetmek; düelloya yatırılmış arsız bir sokak kadını
hangi sebeple sevişse
sonuç doğuramaz biliyorum
ki bilmek ölmek gibidir
gitmek; bile bile ölmek


gözyaşlarıyla yıkanmaktan çekmiş olsa da umudum
bazen ölmek; silbaştan başlayabilmek
bırak rahat öleyim


- - -


hayatımın dağınıklığını toplamayı bıraktım
şimdilerde kırış kırış olan ruhumun buruşukluğunu ütülüyorum


iç acılarımın toplamı aşka ters bir açı
ki aşk bir (b)ölme işlemi
çok kalanlı acılarımı
kalansız mutluluklara bölüp
seni içimde ölüyorum


hiç olamadığın kadar gerçek
olduğun gibi yalan kal
aşkın vurduğu yürekte acı biter
gidiyorum..


acısı olmayan bir aşk tarifin var mı üstad?
 
Neden Hep "Sevgiyi" Sen Öldürüyorsunda Mezarını Kazmak Bana Düşüyor ?!
ÖyLe Alıştım Ki CesetLerini Gömmeye En Son O Siyah KEfenin İçinde Kendi ÖLümü Gömdüğümü İnan Farkedemedim...

Şimdi Benim KatiLim Kim ? Sen Mi Yoksa Ben Mi ?

Hep Bi FARKIMI Aradım Durdum Ya Bunca Zaman ! Benim DiğerLerinden Bir Farkım OlmaLıydı Dedim Çünkü DiğerLerinden En FazLa Ben SEvdim Seni En Çok Acını Ben Çektim..
Bunun İçindi BeLkide Beni Simsiyah Bir Kefene Layık Görmen!

Siyah Benim Rengimdi Çünkü
Matemim // İsyanımdı...

Ve Sen Yine Benim İyiLiğim İçin ÖLdürmedin Beni ! Bunu Yine Kendin İçin Yaptın Çok Acı Çektiğim İçin DeğiL...
Çünkü Uğruna ÖLmüş Bir Kız Olucaktı Sonunda !
Ve Sen Bundan Utanç DeğiL Sadece Gurur Duyucaktın..
İnan Artık Acımıyor Can'm Kangren Olmuş Bir Parmak Gibiydim Zaten Hissetmiyordum Artık Hiçbirşey Acıysa Acı Gözyaşıysa Gözyaşı Kayıpsa KAyıp Vermiştim İşte Uğruna VeriLebiLicek Herşei...

Bir Nefes Vardı HaLa Adını Ağzımdan Düşürmeyerek Senin İçin Tükettiğim...Onuda Çektin Yavaş Yavaş...
Gömdün Simsiyah Bir Kefene...

|Artık DiLimde BiLe DeğiLsin|
 
Geri
Üst