Leyla ve Mecnun (Fuzuli) Özeti, Konusu, Karakterleri ve Yorumları

578. Beyit :
Râh u revişi müdâm gamze
Başdan ayağa tamâm gamze

Açıklama : İşi gücü daima süzgün süzgün bakmaktı; adeta baştan ayağa süzgün bakış kesilmişti.

579. Beyit :
Ayruhsıca-şekl ü hoşca-peyker
Yahşice sanem güzelce dil-ber

Açıklama : Apayrı biçimli, hoşça yüzlüydü; güzellikte sanki bir puttu ve gönül çekiciydi.

580. Beyit :
Âlem ser-i mûyinün tufeyli
Mahbûbe-i âlem adı Leylî

Açıklama : Âlem, zülfü telinin tutkunuydu ve herkesin sevgilisi idi. Adı Leylâ idi.

581. Beyit :
Kays anı görüp helâki oldı
Min şevk ile derdnâki oldı

Açıklama : Kays onu görerek helâk oldu; bin arzu ile derdine düştü.

582. Beyit :
Ol nâdire hem ki Kaysi gördi
Min zevk bulup özin itürdi

Açıklama : O emsalsiz ( güzel ) de Kays’ı gördüğünde bin zevk bulup kendini kaybetti.

583. Beyit :
Gördi ki bir âfet-i zemâne
Misli dahi gelmemiş cihâna

Açıklama : Baktı ki; benzeri daha dünyaya gelmemiş, zamanın bir afeti…
 
18. KONU


Bu Sıfat-ı Mecnundur
Ve
İbtidâ-yı mihnet-i füzundur


Açıklama : Mecnun’un Sıfatı ve Gitgide Artan Belanın Başlangıcı

584. Beyit :
Bir dil-ber-i serv-kadd ü gül-rûy
Serv-i hoş-rû gül-i semen-bûy


Açıklama : Servi boylu ve gül yüzlü bir dilberdi; hoş bir servi, yasemin kokulu bir güldü.

585. Beyit :
Şîrin lebi menşe’-i letâfet
Ra’nâ kadi durduğiyle âfet


Açıklama : Şirin dudağı letafet kaynağı; güzel boyu, olduğu gibi afetti.

586. Beyit :
Evsâf-ı letâfetinde söz çoh
Eltâf-ı melâhatinde söz yoh


Açıklama : Hoşluğunu tarif yolunda çok söz söylenebilirdi, ama yüzünün güzelliğine söz yoktu.

587. Beyit :

Zîbâ kaşı nergis-i pür-efsûn
Zîbâ kaşı nergis üzereki nûn


Açıklama : Şehlâ gözü efsun dolu bir nergis; süslü kaşı, sanki nergis’in üzerindeki <nûn>du.

588. Beyit :
Hüsni güli lâle-i şafak-fâm
Zülfi hamı lâle üzereki lâm


Açıklama : Güzelliğinin gülü şafak renkli bir lâle; zülfünün kıvrımı, sanki lâlenin üstündeki <lâm> harfiydi.

589. Beyit :
Ağzı sıfatı hod etmek olmaz
Esrâr-ı nihâna yetmek olmaz


Açıklama : Ağzının tarifini yapmak mümkün değildi; çünkü gizli sırlara vakıf olunamazdı.

590. Beyit :
Zülfi sözi zikr-i halka-i râz
La’l-i lebi âb-ı çeşme-i nâz


Açıklama : Zülfünün bahsi gizli sırlar halkasının zikri; lâ’l renkli dudağı, naz çeşmesinin suyu idi.

591. Beyit :
Devr-i meh-i rûyi çeşme-i nûr
Hâk-i kef-i pâyı sürme-i hûr


Açıklama : Ay gibi yuvarlak yüzü, nur çeşmesi; ayağının altındaki toprak, hûrilerin gözlerinin sürmesi idi.
 
592. Beyit :
Bir gâyet ile şemâili hûb

Kim Leyli olanda ana matlûb

593. Beyit :
Bir gözgüye ger açup gözini
Gözgüde göreydi öz yüzini

594. Beyit :
Öz ârızına olurdı meyli
Kılmazdı hevâ-yı hüsn-i Leylî

Açıklama 592-594 : Şekli şemaili öyle güzeldi ki, Leylâ ona arzu duyduğu zaman, eğer bir aynaya bakıp kendi yüzünü görseydi, öz yanağının sevdasına düşer, Leylâ’nın güzelliğine heves etmezdi.

595. Beyit :
Ol iki semen-ber ü sehî-kad
Bir birine oldılar mukayyed

Açıklama : Bu iki yasemin göğüslü ve fidan boylu, birbirlerine tutuldular.

596. Beyit :
Bir câmdan içdiler mey-i zevk
Ol iki harâb-ı bâde-i şevk

597. Beyit :
Girdâb-ı belâya oldılar gark
Kalmadı aralarında bir fark

Açıklama 596-597 : O iki arzu sarhoşu, bir kadehten zevk şarabı içerek bela girdabına gark oldular ve aralarında ayrılık gayrılık kalmadı.

598. Beyit :
Evzâ-ı muhâlif oldı yeksân
Gûyâ iki tende idi bir cân

Açıklama : Birbirinden farklı halleri bir oldu; sanki iki bedende bir can vardı.

599. Beyit :
Her kim sorar olsa Kaysa bir râz
Leylîden ana gelürdi âvâz

Açıklama : Her kim Kays’a bir sırdan sorsa, Leylâ’dan ona ses gelirdi;

600. Beyit :
Kim Leyliye kılsa bir hitâbı
Kays idi ana veren cevâbı

Açıklama : Ve kim de Leylâ’ya bir hitapta bulunsa, ona cevabı Kays verirdi.

601. Beyit :
Eylerler idi hat-ı vefâ meşk
Artardı demâdem anlara aşk

Açıklama : Vefa yazısını meşk ediyorlar ve aşkları gittikçe artıyordu.
 
TAMAMEN ALINTIDIR..


Bir Teşekkürü Hor Görmeyin ..
 
Cok tesekkurler emeqe saygı... ahh ahh Lise 1 de azmı aradım bu konuyu
 
Geri
Üst