2
EXE RANK
styla45
Fexe Kullanıcısı
Çırağan Palace Kempinski Otel'de gerçekleştirilen FIBA Yönetim Kurulu toplantılarında bulunan Elphinston'ın ''www.fiba.com''a yaptığı açıklamalar, Basketbol Federasyonu'nun internet sitesinde de yayınlandı.
Çok enteresan ve çekişmeli bir süreç yaşandığını anlatan Elphinston, şunları kaydetti:
''Birçok ülke federasyonunun bizim en büyük organizasyonumuzda yer alabilmek için ortaya koydukları çabaları görmek bizi fazlasıyla sevindirdi. Toplam 17 federasyon bize wildcard için başvuruda bulundu. Bu 17 başvuru, bizim 5 bölgemizin dördünden geldi. Sadece Avustralya bu sürecin içinde yer almadı. Aslında bu süreç, gayet açıkça belirtilmiş bir süreç. Bu süreçte, başvuru sahibi ülkelerin kıta şampiyonalarını ne derece ile bitirdikleri önemli değil. Önemli olan başvuru sahibi ülkelerde basketbola gösterilen önem, ilgi, basketbolun pazarlanabilmesi. Daha açık konuşmak gerekirse, bu sürece dahil olmuş ve wildcard almak isteyen ülkelerden, FIBA olarak basketbol adına kazanımlarımızın olması gerekiyor. Bu gerçekten önemli bir kriter çünkü diğer tüm ülkeler şampiyonada normal yolla yer alan ülkeler. Tüm bunların yanında ülke federasyonlarının durumları da büyük önem taşıyor. Bu yüzden de bu süreçte birçok faktörün rol oynadığını söyleyebilirim.''
Elphinston, FIBA Genel Sekreteri Patrick Baumann'ın bu süreçteki yerini ise özetle şöyle anlattı: ''Genel sekreterimiz bu süreç boyunca aday olan birçok ülkeyi ziyaret etti. Buralardaki hükümet temsilcileri ile bire bir görüşmeler yaptı. FIBA temsilcilerinin düşüncelerini dinledi. Tüm bunların ardından yaptığı tavsiye de tüm yönetim kurulu üyelerimiz tarafından oy birliği ile kabul edildi. Birçok ülke federasyonu wildcard alabilmek için mücadele etti. Alamayanlar üzüldü. Elbette her ülke federasyonunun normal yollardan dünya şampiyonasında mücadele etme şansı var. Her zaman elemelerde kilit oyuncuları ile çeşitli sebeplerden dolayı mücadele edemediğini söyleyen federasyonlar olacaktır ve bu tartışmalar da normaldir. İşte bu noktada wildcard federasyonlara bir şans daha veriyor. Ben, önümüzdeki yıl Türkiye'de gerçekleştirilecek olan 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nda mücadele edecek basketbol geçmişi zengin, dört ülkeye karar verdiğimizi düşünüyorum.'' Wildcard alan takımlara bakıldığında Litvanya ve Lübnan'ın Türkiye'ye birçok taraftarını getireceğini şimdiden söylemenin kolay olduğunu aktaran Elphinston, Rusya'nın 2007 Avrupa Şampiyonu olup, sadece bir basamak ile dünya Şampiyonası şansını kaçırdığını ifade ederek, ''Almanya da Avrupa şampiyonasında başarılı bir performans ortaya koymuştu. Almanya'nın çok iyi bir takımı var. Şayet Nowitzki de takıma katılırsa çok daha iyi olacaklar. Nowitzki bu süreç boyunca yaptığı tüm açıklamalarda Almanya'nın wildcard alması halinde takımda yer alacağını söylemişti. Ancak bundan daha önemli olan, bu dört takımın da 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nın kalitesine yakışır takımlar ve şampiyonaya ayrı bir derinlik katacak ülkeler olmaları'' şeklinde konuştu.
Çok enteresan ve çekişmeli bir süreç yaşandığını anlatan Elphinston, şunları kaydetti:
''Birçok ülke federasyonunun bizim en büyük organizasyonumuzda yer alabilmek için ortaya koydukları çabaları görmek bizi fazlasıyla sevindirdi. Toplam 17 federasyon bize wildcard için başvuruda bulundu. Bu 17 başvuru, bizim 5 bölgemizin dördünden geldi. Sadece Avustralya bu sürecin içinde yer almadı. Aslında bu süreç, gayet açıkça belirtilmiş bir süreç. Bu süreçte, başvuru sahibi ülkelerin kıta şampiyonalarını ne derece ile bitirdikleri önemli değil. Önemli olan başvuru sahibi ülkelerde basketbola gösterilen önem, ilgi, basketbolun pazarlanabilmesi. Daha açık konuşmak gerekirse, bu sürece dahil olmuş ve wildcard almak isteyen ülkelerden, FIBA olarak basketbol adına kazanımlarımızın olması gerekiyor. Bu gerçekten önemli bir kriter çünkü diğer tüm ülkeler şampiyonada normal yolla yer alan ülkeler. Tüm bunların yanında ülke federasyonlarının durumları da büyük önem taşıyor. Bu yüzden de bu süreçte birçok faktörün rol oynadığını söyleyebilirim.''
Elphinston, FIBA Genel Sekreteri Patrick Baumann'ın bu süreçteki yerini ise özetle şöyle anlattı: ''Genel sekreterimiz bu süreç boyunca aday olan birçok ülkeyi ziyaret etti. Buralardaki hükümet temsilcileri ile bire bir görüşmeler yaptı. FIBA temsilcilerinin düşüncelerini dinledi. Tüm bunların ardından yaptığı tavsiye de tüm yönetim kurulu üyelerimiz tarafından oy birliği ile kabul edildi. Birçok ülke federasyonu wildcard alabilmek için mücadele etti. Alamayanlar üzüldü. Elbette her ülke federasyonunun normal yollardan dünya şampiyonasında mücadele etme şansı var. Her zaman elemelerde kilit oyuncuları ile çeşitli sebeplerden dolayı mücadele edemediğini söyleyen federasyonlar olacaktır ve bu tartışmalar da normaldir. İşte bu noktada wildcard federasyonlara bir şans daha veriyor. Ben, önümüzdeki yıl Türkiye'de gerçekleştirilecek olan 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nda mücadele edecek basketbol geçmişi zengin, dört ülkeye karar verdiğimizi düşünüyorum.'' Wildcard alan takımlara bakıldığında Litvanya ve Lübnan'ın Türkiye'ye birçok taraftarını getireceğini şimdiden söylemenin kolay olduğunu aktaran Elphinston, Rusya'nın 2007 Avrupa Şampiyonu olup, sadece bir basamak ile dünya Şampiyonası şansını kaçırdığını ifade ederek, ''Almanya da Avrupa şampiyonasında başarılı bir performans ortaya koymuştu. Almanya'nın çok iyi bir takımı var. Şayet Nowitzki de takıma katılırsa çok daha iyi olacaklar. Nowitzki bu süreç boyunca yaptığı tüm açıklamalarda Almanya'nın wildcard alması halinde takımda yer alacağını söylemişti. Ancak bundan daha önemli olan, bu dört takımın da 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nın kalitesine yakışır takımlar ve şampiyonaya ayrı bir derinlik katacak ülkeler olmaları'' şeklinde konuştu.