Bayram konuşmalari

7
EXE RANK

-тнє αLуx-

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
21 Tem 2009
Mesajlar
7,782
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Web sitesi
www.netbilgini.com
-тнє αLуx-
BAYRAM KONUŞMALARI

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAM KONUŞMA METNİ



Milletimizin tüm onur ve asaletiyle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün rehberliğinde tarih sahnesinde bir defa daha şaha kalkışının başlangıcı 19 Mayıs 1919 tarihidir.

Bütün umutların tükenmeye başladığı bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Türk Milleti için bağımlı yaşamaktansa ölmek daha iyidir' diyerek Samsun'a çıkması, bağımsızlık ve özgürlük mücadelemizin de başlangıcı olmuştur.

Bu tarih ile birlikte Türk Milleti, kendi makus talihini tersine döndürmeye başlayarak, esaret altında var olunamayacağını ve kutsal vatan topraklarımızın ilelebet işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya haykırmıştır.

Kurtuluş Savaşı bu destanın adı, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu destanı yaşatan milletin kalbidir.
19 Mayıs 1919'da Samsun'dan yakılan özgürlük ateşi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla birlikte kısa sürede dalga dalga tüm yurda yayılmıştır. Bugünkü mevcudiyetimizi ve özgürlüğümüzü o günlere borçluyuz.

Temelleri yine o günlerde Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılan "milli egemenlik" ilkesi ile birliğimiz ve bütünlüğümüz sağlanarak, çarenin ancak millette olduğu tescillenmiştir.

Bugün de vazgeçilmez güç kaynağımız millet iradesidir. Bunun yaşatılması için hepimize ve özellikle de Atatürk'ün 19 Mayıs'ı armağan ettiği gençlere büyük görevler düşmektedir.


Sevgili gençler,

Binlerce şehit vererek, sıkıntı ve yokluklar içinde, büyük özverilerle kurulan Türkiye Cumhuriyeti sizlere emanettir. Bu değerli emaneti yaşatmak ve sonsuza kadar korumak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak, en başta gelen görev ve sorumluluğunuzdur.

Yakın bir gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak ve Türkiye Cumhuriyeti'ni omuzlarınızda yükselteceksiniz. Ülkemizi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği çağdaş medeniyet seviyesine sizler taşıyacaksınız.

Sevgi, saygı, hoşgörü ve uzlaşma ortamı içinde üstesinden gelinemeyecek bir sorunun bulunmadığını unutmamamız gerekir. Birlik ve bütünlüğümüze yönelik her türlü saldırı veya tehdit karşısında daha fazla kenetlenerek hiç bir kimsenin, hangi amaçla ve ne şekilde olursa olsun, huzur ve güvenliğimizi bozmasına fırsat vermemeliyiz.

Ay yıldızlı bayrağımızın altında hepimizin bir ve bütün olarak yaşamasına imkan sağlayan demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetidir. Tüm kurumlarıyla dimdik ayakta olan devletimiz, gelen saldırılara karşı Cumhuriyetin temel değerlerini korumaya sonuna kadar kararlıdır. Bu durumun sonsuza kadar devam edeceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu vatan için canlarını feda eden aziz şehitleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Gençlerimizin bayramını tebrik ediyor ve tüm vatandaşlarımıza selam ve sevgilerimi iletiyorum.
 
Kurtuluş Savaşı(19 Mayıs 1919)


Mondoros Mütarekesinden sonra, anlaşmayı imzalamış olan ülkeler anlaşmanın öngördüğü koşullara uymanın gerekli olmadığını düşündüler. Çeşitli bahaneler öne süren İtilâf Devletlerinin (Fransa, İngiltere ve İtalya) Donanmaları İstanbul'a gelmiş, Adana Fransızlar tarafından, Urfa ile Maraş ise İngilizler tarafından işgâl edilmişti. Antalya ve Konya'da İtalyan askerleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri vardı. Neredeyse her yerde yabancı subaylar, yetkililer ve ajanlar vardı. Yine İtilâf Devletlerinin rızasıyla Yunan Ordusu 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmıştı.

Bu zor koşullar altında Mustafa Kemâl Anadolu'ya gitmeye karar verdi. 16 Mayıs 1919'da, "Bandırma" isimli küçük bir tekne ile İstanbul'u terketti. Mustafa Kemâl, Anadolu'ya yapacağı bu yolculuğu esnasında düşmanlarının bu gemiyi batırmayı planladıkları konusunda uyarılmıştı. Ama o bundan korkmuyordu ve 19 Mayıs 1919 Pazartesi tarihinde Samsuna ulaşarak Anadolu toprağına ayak bastı. İşte bu tarih, Türk İstiklâl Savaşının başlangıç tarihini belirlemektedir. Bu tarih ayrıca Mustafa Kemâl'in daha sonra kendi doğum tarihi olarak seçmiş olduğu tarihtir. Böylece, Anadolu'da Bir ulusal direniş dalgası oluştu. Doğuda Erzurum'da bir hareket başlamış bulunmaktaydı ve Mustafa Kemâl hızlı bir biçimde hareket ederek tüm organizasyonun başına geçti. 1919 yılının yazında yapılan Erzurum ve Sivas kongreleri, ulusal bir sözleşme ile ulusal hedefleri ilân etti.

Yabancı orduların İstanbul'u işgal etmesiyle birlikte, Mustafa Kemâl 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisini açtı ve böylece merkezi Ankara olan yeni ve geçici bir hükümet kurdu. Aynı gün Mustafa Kemâl kurulan Büyük Millet Meclisi Başkanlığına getirildi. Yunanlılar, Çerkez Ethem'in ayaklanmasını fırsat bilerek ve onunla işbirliği içerisinde Bursa ve Eskişehir yönünde harekete geçtiler. 10 Ocak 1921 tarihinde, düşman kuvvetleri Batı Cephesi Kumandanı Albay İsmet İnönü ve orduları tarafından çok ağır bir yenilgiye uğratıldı. 10 Temmuz 1921 tarihinde ise Yunanlılar beş tümen ile Sakarya'ya bir cephe saldırısı başlattılar. 23 Ağustos'tan 13 Eylül'e kadar aralıksız olarak süren Büyük Sakarya Savaşı sonrasında, Yunan Ordusu yenilmiş ve çekilmeye zorlanmıştı.

Bu savaş sonrasında, Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemâl'e Gazi ve Mareşal unvanlarını vermişti. Mustafa Kemâl düşmanlarını Ülkesinden dışarıya atmaya karar verdi. 26 Ağustos 1922 tarihinin sabahında, Ordularına saldırıyı başlatma emrini verdi. 30 Ağustos tarihinde, tüm düşman kuvvetleri Dumlupınar'da sarılarak ya öldürülmüş ya da esir edilmişti. Düşman ordularının Kumandanı General Trikupis esir alınmıştı. 9 Eylül 1922 tarihinde ise kaçmakta olan düşman kuvvetleri İzmir yakınlarında denize dökülmüşlerdi. Olağanüstü askerî bir dehaya sahip olan Mustafa Kemâl komutasındaki Türk kuvvetleri yurdu işgal etmiş olan Müttefik Kuvvetlere karşı bir Kurtuluş Savaşı mücadelesi vermişler ve sonunda bütün cephelerde zaferler kazanmışlardır.

24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Anlaşmasının imzalanması ile birlikte, tüm ülkeler tarafından yeni Türk Devleti tanınmıştı. Mustafa Kemâl, yeni, sağlam ve dinç bir devlet kurmuştu. 29 Ekim 1923 tarihinde, yeni Türk Devletinin idare şeklinin Cumhuriyet olduğunu ilân etti. Mustafa Kemâl, Cumhuriyetin ilân edilmesinden sonra Halifeliği kaldırdı ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı olarak seçildi.

.................................................. ................................................

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI


19 Mayıs 1919 Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a geldiği gündür. Ulusal bayram günümüzdür. Her yıl 19 Mayıs günü Gençlik ve Spor Bayramımız yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutlanır.


1914'de başlayan Birinci Dünya Savaşı dört yıl sürdü. Savaş öncesi Avrupa'nın belli başlı ülkeleri ikiye ayrıldı. Birbirleriyle savaştılar. Bu savaşta bizimle birlikte onlar yenildi. Savaş kurallarına göre biz de yenilmiş sayıldık.
Savaş sonunda Mondros Silah Bırakışması imzalandı.

Buna göre Fransızlar Adana ve Hatay'a; İngilizler Urfa, Mardin ve Merzifon'a; İtalyanlar Antalya'ya yerleştiler. 15 Mayıs 1919 günü Yunanlılar İzmir’e girdi. Böylece yurdumuz paylaşıldı. Ordularımız dağıtıldı, İstanbul Boğazı düşman gemileri ile doldu.


Trablusgarp'da Birinci Dünya Savaşı'nda Anafartalar'da düşman güçlerini yenen Mustafa Kemal bu kez yurdumuzu kurtarmak için Anadolu'ya geçmeye karar verdi. 16 Mayıs günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru'na bindi. Bu yolculuğu General Hikmet Gerçekçi şöyle anlatıyor:

« Karargah üstlerinin hemen hepsini deniz tutmuştu. Kimse kamarasından dışarı çıkamıyordu. Samsun'a az bir yolumuz kalmıştı. Herhangi bir terslik çıkmazsa, çok değil yarın sabah orada olacağımızı ümit ediyorduk, bu düşünceler içinde güvertede ellerimle küpeşte demirini tuta tuta yürümeye çalışırken O'nun kamarasından çıktığını gördüm. Sert bakışlarıyla ufka bir göz gezdirdikten sonra kaptan köşküne çıktılar. Bandırma vapurunda hemen herkesi deniz tutmuştu, oysa Mustafa Kemal dipdiriydi ve çok sağlıklıydı. Kıyı bir ana baba günü halini aldı. Gemimiz demir atınca coşkun gösteriler yükseldi. Hemen ardından geminin etrafını kayıklar aldı. Halkın bu coşkun gösterisini görünce boğazıma bir şey tıkandı, gözlerim yaşardı. Vapur 19 Mayıs sabahı Samsun Limanına yanaştı. Kemal Paşa ve arkadaşları Samsun'da sevinç gösterileri ile karşılandı.»

Burada bir hafta kalan Mustafa Kemal Paşa, 27 Mayıs günü Havza'ya geldi. Çalışmalarını burada da sürdürdü.

Mustafa Kemal, Amasya'da yayınladığı genelge ile ulusu, ülkenin bütünlüğünü, bağımsızlığını kurtarmak için birlikte çalışmaya çağırdı. İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal Paşa'nın bu çalışmalarından hoşnut değildi. Harbiye Bakanı Mustafa Kemal Paşa'yı İstanbul’a çağırdı.
Bunun üzerine M. Kemal Paşa padişaha telgraf çekerek askerlikten çekildiğini bildirdi. Mustafa Kemal Paşa bundan böyle çalışmalarına sade bir yurttaş olarak devam etti. 4 Eylül günü Sivas’a gitti. Sivas Kongresi'nde «Ya bağımsızlık, Ya ölüm» ilkesi kabul edilerek yurt düşmandan kurtarılıncaya dek savaşmaya and içildi.

Mustafa Kemal Paşa Sivas'tan sonra Ankara'ya geldi 23 Nisan 1920 günü Büyük Millet Meclisi'ni topladı. Meclis başkanlığına seçilen Mustafa Kemal Paşa düzenli ordular kurdu.



Bu ordular düşmanlarla çarpışmaya başladı. Birinci İnönü, ikinci İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda yurdumuz düşmanlardan kurtarıldı.

19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı gündür. Bugün aynı zamanda Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'mızdır. Spor beden eğitimidir. Spor bedeni geliştirir. Sağlıklı olmamızı sağlar. Spor yapanlar hayatta daha başarılı olurlar. İyi bir sporcu sağlam bedenli, becerikli ve başarılı bir insandır, içki, sigara kumar gibi alışkanlıkları yoktur. Spor kötü alışkanlıkların edinilmesine fırsat vermez.

İlk, orta, lise ve dengi okullarımızda izci örgütleri vardır. İlk okullardaki bu örgüte küçük izci denir, izcilik, öğrencileri yaşamın güçlüklerine alıştırır. İzcilerin özel giysileri, çantaları, mataraları, ipleri ve çakıları vardır. Beden eğitimi öğretmenleri izcilere yürüyüşler yaptırır. İzciler için yaz aylarında ormanda, yaylada, göl ve deniz kıyısında izci kampları kurulur. Bu kamplarda izciler yaşamın güçlüklerine alışırlar. 19 Mayıs'ta yurdumuzun her yerinde izciler, öğrenciler ve gençler spor gösterileri yaparlar.

19 Mayıs; 1981 yılından başlayarak «Atatürk'ü Anma Günü» olarak da kutlanmaya başlandı. Atatürk bir söyleşi sırasında: «Ben 19 Mayıs'ta doğdum» demiştir. 19 Mayıs bir yandan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı öte yandan ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk'ün doğum yıldönümü olarak törenlerle kutlanır.
 
19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI - YAŞANANLAR


BAYRAM GÜNÜ


Güler yüzlü bir bahar sabahıydı. Babam:
— Onur, bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı. Bayram törenini birlikte izleyelim dedi.

Hemen babamın boynuna sarıldım. Yanaklarından öptüm, içim içime sığmıyordu.
— Sağol baba. Beni ne çok sevindirdin bilemezsin dedim.

Hemen kahvaltımızı yaptık. Babamın elinden tutarak bayram yerine doğru yürüdük. Yol boyu evler, dükkanlar, mağazalar, okullar, daireler bayraklarla donatılmıştı. Geçit töreninin yapıldığı alana geldik. Konuşmacılar Atatürk'ten Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan kongrelerden söz ettiler. Çok güzel şiirler okundu. Sonra çeşitli spor gösterileri seyrettik. Liseli ağabeylerin gösterileri çok güzeldi. Ateş çemberinden atlıyorlardı. Burada en çok hoşuma giden gösterilerden biri, beyaz ve kırmızı eşofman giymiş ağabeylerin yere yatarak bayrağımızın resmini çizmeleriydi. Bu gösterileri bütün seyirciler ayakta dakikalarca alkışladılar. Eve gelirken babama:

— Baba, neden 19 Mayıs Bayramı yapılıyor diye sordum.
— Yavrum dedi. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yurdumuzu düşmanlar paylaştılar. Bize yalnız Ankara ve çevresindeki bazı iller kalmıştı. işte bu sırada Atatürk «Türk yurdu bölünmez bir bütündür» diye harekete geçti. 19 Mayıs 1919 yurdu düşmandan temizlemek için Samsun'a çıktı. Oradan Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas’a giderek Ulusal Kurtuluş Savaşı hazırlıklarına başladı. Ordular kurdu. Daha sonra yaptığı savaşlarla düşmanı yendi. 29 Ekim 1923te Cumhuriyeti ilan etti.
O tarihten beri, her yıl Atatürk'ün Samsun'a çıktığı gün olan 19 Mayıs'ı Gençlik, Spor Bayramı ve Ata'yı Anma Günü olarak kutluyoruz. Atatürk bu bayramı «Türk gençliğine armağan etti» dedi.

— Demek Ulusal Kurtuluş Savaşımız 19 Mayıs 1919 başladı. Onun için her yıl bu ulusal günü bayram yaparak kutluyoruz. Gençlik, Spor Bayramı size kutlu olsun, babacığım, dedim.
Babam durdu, gülümsedi.
— Onur. bayram hepimizin bayramı. Hepimize kutlu, mutlu olsun yavrum, dedi.

Onur DURUKAN



MUSTAFA KEMAL PAŞA SAMSUN'DA

Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldi. Bir süre çalıştıktan sonra kentin postanesine gitti. Görevli bulunan PTT memuru o günü söyle anlatıyor:

Hava yağmurlu ve elektrikliydi. O zamanlar paratoner sistemi olmadığı için telleri toprağa vermiştim. Saat gece yarısına yaklaştığı bir anda kapıdaki nöbetçi koşa koşa geldi, bir haber verdi. Mustafa Kemal Paşa geliyor. O sırada, Mustafa Kemal Paşa tek odadan ibaret telgrafhaneye girdi. Ayağa kalktım.
— Buyurun Paşam.
— Derhal Havza ve Amasya ile görüşmem gerekiyor dedi.
— Hava elektrikli, telleri toprağa verdik, sizi görüştüremem!
— Bu, vatanın kurtuluşu ile ilgilidir. Muhakkak görüşeceğim, ya ölürüz, ya vatan kurtulur, dedi.

Ceketin cebinden ipek mendilini çıkarıp maniplenin üzerine koydu. Benim için telleri devreye sokmaktan başka yapacak bir şey kalmamıştı.

— Sen ölürsen ben de ölürüm dedi.

Elimi bırakması için söylediğim ısrarlı sözlere aldırmadı, elimi uzun süre bırakmadı. Önce Havza'yı aradım. Derhal cevap geldi. Nöbetçi memur, Kemal Paşa'nın adamlarının emir beklediklerini söyledi. Paşa şifreli bir not verdi, yazdım. Gelen şifreli cevaba elimi bırakmadan baktı. Bir kağıda çabucak şifreli bir şeyler yazdı. Havza'ya iletmemi söyledi. Amasya ile de istediği konuşmayı yaptı, sonra;

«Oh çok şükür, şimdi vatan kurtuldu.» dedi ve maiyetiyle gitti. Birden aptallaşmıştım. Oturduğum yerden kalkamadım. Mustafa Kemal Paşa hayatını ortaya koyan bir kişiydi. Fes kapmaya, mevki elde etmeye gelmiş biri olamazdı. O bir gerçek vatanseverdi, Atatürk'e hayranlığım yağmurlu bir gecede böyle başladı işte...

Ahmet Remzi COŞKUNER
 
Geri
Üst