Kokaİn

20
EXE RANK

OttoMaNs* ;яeiz

Fexe Kullanıcısı
Puanları 0
Çözümler 0
Katılım
20 Şub 2011
Mesajlar
32,869
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Web sitesi
www.netbilgini.com
OttoMaNs* ;яeiz
Genel Özellikler: Kokain, Erythoxylon Coca olarak adlandırılan bitkinin yapraklarında doğal olarak bulunan stimulan uyarıcı bir maddedir. Saf madde olarak yaklaşık 100 yıldır varolmakla beraber, koka yapraklarını çiğneme alışkanlığı hemen hemen 2000 yıldan beri süregelmektedir.
İlk kez 1860 yılında izole edilmiştir. 1880 yılında ise vasokonstruksiyon (damarları daraltıcı) etkisi nedeni ile lokal anestezik (bölgesel ağrı kesici) olarak kullanılmaya başlanmıştır. Kokain tıpta halen bir lokal anestezik olarak, özellikle göz, burun ve boğaz cerrahisinde kullanılmaktadır. 1884 yılında Sigmund Freud kokainin farmakolojik etkileri üstüne bir çalışma yapmıştır. 1880 ve 1890 yılları arasında, birçok hastalığı iyileştirmek amacı ile yaygın olarak kullanılmış, 1914 yılında ABD’de bağımlılık yapıcı özelliği nedeni ile uyuşturucu bir madde olarak kabul edilmiştir.
Kokain özellikle 80’li yıllardan sonra dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlanan, tehlikeli bir maddedir. Çok hızlı ve güçlü bir bağımlılık geliştirir.
Kokain ülkemizde üretilen ve yaygın kullanımı olan bir madde değildir. Ancak 1995 yılı içinde polis tarafından yakalanan kokain miktarı geçen yıllar ile kıyaslandığında oldukça yüksektir. Bu veri kokain kullanımının ülkemizde giderek yaygınlaşacağının bir belirtisi olabilir.
Sokak isimleri : Genellikle “coke” olarak adlandırılır. Türkiye dışında “snow, girl, lady” isimleri verilmektedir. Türkiyede ise “kok, koko jamboo, kola, pırlanta, otoban, beyaz ten, pudra, toz şeker” gibi adlarla anılmaktadır.
 
Görünüş ve Kullanım: Kokain beyaz ve ışığı geçiren bir tozdur. Kokainin saf olarak kullanımı nadirdir. Genellikle asit borik veya sodyum bikarbonat gibi beyaz toz maddelerle karıştırılarak saflığı bozulur. Genellikle şeker tozu ya da prokain ile karıştırılmaktadır. Kimi zaman kokainin içine başka bir uyarıcı madde olan amfetamin de katılabilir. En sık kullanılan katkı maddeleri şeker, özellikle glikoz, laktoz ve kokain ile benzer görünümde olan ve lokal anestezik olarak kullanılan lidokain, prokain ve tetrokaindir. Ayrıca kokain satıcıları sattıkları kokaini çoğaltmak için kokainin içine çeşitli maddeler koyarlar. Bunlardan bazıları diş macunu, bebek maması, floresan lambasının tozu, yemek sodası vb.’dır.
En sık kullanım yolu iyice ezilmiş tozun buruna çekilmesidir. Deri altına ya da damara enjeksiyon yolu ile ya da sigara gibi içmek tarzında da kullanılabilir. Buharının içe çekilmesi en az tehlikeli olan kullanım yoludur. En tehlikeli kullanım yolu damara verilmesi ya da sigara olarak içilmesidir. Ağız yolu ile de kullanılabilir, ancak etkisi bu tarz kullanımda çok düşük olduğu için kullanıcılar tarafından pek tercih edilmemektedir.
 

Etkiler: Temel farmakodinamik etkisi, sinir uçlarında dopamin adı verilen maddenin geri alımını engellemesidir. Böylece hem D1, hem de D2 reseptörleri aktive olur. Dopamin geri alımının engellemesinin yanında diğer nörotransmitterlerin (norepinefrin, serotonin) geri alımını da engeller. Bunun sonucu sinir uçlarında bu maddeler birikir. Bu maddelerin birikmesi ile bu maddelerin gösterdiği etki de artar.
Kokain az miktarda alındığı zaman, öfori hali denilen, keyif, çoşkunluk ve neşe hali verir. Kişinin kendine olan güveni artar. Ruhsal ve fiziksel işlevleri artırdığı düşünüldüğü için de kullanılmaktadır. Kullanımını takiben taşikardi ya da bradikardi (kalp atışının hızlanması ya da yavaşlaması), pupiller dilatasyon (göz bebeklerinin büyümesi), kan basıncında düşme ya da artma gözlenir. Alınan kokain miktarı arttıkça çeşitli idrak yanılmaları, illüzyonlar ve halüsinasyonlar ortaya çıkar. En sık görülen halüsinasyonlar dokunma ile ilgilidir. Kokain kullanan kişi, derisinin altında kurtçukların yürüdüğünü veya renkli ve hareketli görme halüsinasyonları yaşadığını söyler.
Kokainin beynin kan akımını ve glikoz kullanımını azalttığı bildirilmektedir.
Kokainin etkileri kısa zamanda ortaya çıkar ve kaybolur. Alımını takiben etkisini hemen gösterir. Yaklaşık 30 ile 60 dakika içinde etkisi kaybolur. Bu süre zarfında eğer tekrar kokain alınmazsa yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler oldukça tatsızdır. Yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmaması için dozun hemen alınması gerekir. Etkisi kaybolmasına rağmen, kan ve idrarda 10 gün süre ile kokain metabolitleri bulunur.
Bağımlılık yapıcı etkisi oldukça yüksektir. Psikolojik bağımlılık bir kez kullanıldıktan sonra bile gelişebilir. Tekrarlanan kullanımlardan sonra tolerans gelişir ve fizyolojik bağımlılık oluşur. Kokain kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkar, ancak bu etkiler eroin, morfin gibi opiyatlar ile karşılaştırıldığında daha düşüktür.

Yoksunluk: Kokain alımını izleyen bir saat içerisinde “crash” adı verilen depresyona benzer bir tablo oluşur. Bu tablo çöküntü, mutsuzluk, hiçbir şeyden zevk almama, sıkıntı, kaygı, sinirlilik, güçsüzlük, çok uyuma isteği, korkutucu rüyalar ile belirgindir. Bu belirtiler 18 saat sürer. Ağır kullanımda ise bir haftaya kadar uzar. Özellikle 2-4 gün arasında en şiddetli düzeyine varır. Bu dönemde intihar gözlenebilir.
 
Sonuçlar: Kokain yüksek dozda kullanıldığı zaman, kalp atım hızı artar, yüksek tansiyon ortaya çıkar. Sinirlilik, sosyal muhakeme kaybı, riskli cinsel girişimler, saldırganlık, psikomotor aktivitede artış, ajitasyon, kalp atımında bozukluk, göğüs ağrısı, kas zayıflığı, solunum güçlüğü ve koma gelişir. Tüm maddeler içinde en öldürücü etki kokaininindir.
Kokain kullanımının çok ciddi yan etkileri vardır. En sık görülen etki burunda kanlanmanın (nasal konjesyon) artışına bağlı olarak görülen burun kanamalarıdır. Bronşlar ve akciğerde hasara neden olur. Tiklere yol açar ve migren benzeri baş ağrıları oluşturabilir. En önemli yan etkisi beyin üstüne olan etkileridir. Beyinde enfarktlar (tıkanmalar) oluşturur. Kimi zaman beyin içi kanamalar gözlenir. Beyin üstüne olan bu etkiler kokainin damarları daraltıcı etkisinden kaynaklanmaktadır.
Kokain kullananlarda %3-8 oranında sara (epilepsi) nöbetleri gözlenmiştir. En sık epileptik nöbetlere neden olan madde kokain olup, ikinci sırada amfetaminler gelir. Nöbetler, yüksek doz kokain ya da crack kullananlarda daha sık görülen bir yan etkidir.
Myokard enfarktüsü (kalp damarlarında tıkanma) ve aritmi (kalbin ritminde bozulmalar) kokainin kalp üstüne olan istenmeyen etkilerinin başlıcalarıdır.
Kokain afrodizyak bir maddedir. Kullanıldığı zaman boşalmayı geciktirir. Ancak uzun kullanımı veya kokainin ani bırakılmasının sonucunda iktidarsızlık gözlemlenir.
Kokain kullanımını takiben paranoid hezeyanlar ve halüsinasyonlar gözlenebilir. Bu durumda kişi hayaller görmeye, her şeyden kuşku duymaya başlar. Bu durum psikoz tablosunu andırır.
 
Geri
Üst